Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


Tarih Türk'ü çağırıyor

Tarih Türk'ü çağırıyor


Koronavirüs salgını dolayısıyla evlerimize kapandığımız günlerde telefonlarımıza pek çok mesaj ve video geldi. Bazıları ilginç, bazıları düşündürücüydü. Bunlardan birini  düzenleyerek sizinle de paylaşmak istiyorum. 
TRT1'de yayınlanan 3'te 3 Tarih yarışma proğramının danışmanı Tufan Gündüz anlatıyor:
“Bir süre Bosna Hersek'te bulundum. Anlatacağım olayı burada görev yapan askerlerimizden bizzat dinledim. Ordumuz, güvenliği sağlamanın yanı sıra köyleri de dolaşıyor, muhtaç olanları belirliyor ve onlara yardım dağıtıyor. İhtiyaç maddeleri Türkiye'den geliyor. 
Bir keresinde yardım ekibi köye gittiğinde köyün ileri gelenlerinden birisi, “Biz listeyi yaparken şu tepede oturan bir teyzeyi unutmuşuz. Ona da bir şeyler götürür müsünüz?” diyor. Bizimkiler “Hay hay” diyorlar. 
Oradaki köylerde evler dağınık, bizim Karadeniz köylerinin evleri gibi.  Kadının evi tepede bir yerde. Askerler erzak kolilerini sırtlıyorlar. Kar diz boyu. Güç bela tepeye ulaşıyorlar. Evin kapısını çalıyorlar. Kapıyı bir kadın açıyor. Daha kapıyı açar açmaz karşısında gördüğü askerlere kadının ilk sözü “Siz Türk müsünüz?” oluyor. Bizimkiler “Evet” deyince, kadın “Geleceğinizi biliyordum” diyor.”
Bu yaşlı kadın bizim geleceğimizi, Türklerin muhtaçlara yardım edeceğini nereden biliyor? Ona telgraf mı çektiler, telefon mu ettiler? 
Elbette hayır! Hiç kimse ona böyle bir şey söylemedi. Zaten evi köyün tenha bir yerinde. Ama o, hayat tecrübesi ile Türklerin yardımsever olduğunu biliyordu. Muhtaçlara, kimseszilere ancak Türklerin yardım edeceğini biliyordu. Kendisi bizzat yaşamamış olsa bile büyükleri ona böyle anlatmışlardı. 
Bizim, yani Türklerin mazlumlara, kimsesizlere yardım edeceğini sadece Bosna'daki yaşlı kadın değil üç kıtadaki; Asya'daki, Avrupa'daki ve Afrika'daki insanlar hep biliyor. Hatta daha uzaklardakiler bile biliyordu. Bir zamanlar Türklerin hükümran olduğu bölgelerdeki insanlar dara düştüğünde hep Türkleri beklemişlerdir. Pakistanlılar beklemiştir, Makedonyalılar beklemiştir, Sudanlılar beklemiştir. Kısacası Tarih Türk'ü bekliyor. Tufan Gündüz, sohbetin sonunda “Türkiye bıraksa da bu insanlar Türkleri bırakmazlar” dedi. 
Bizim atalarımız bundan tam 173 yıl önce de binlerce mil uzaktaki insanlara, İrlandalılara yardıma koşmuştu. Avrupa tarihine 'Kara 47' olarak geçen 1847 yılında Avrupa'nın bir çok ülkesini etkileyen kıtlık, en çok da İrlanda'yı etkilemişti. Bir işi için Türkiye'ye gelen bir İrlandalı'dan durumu öğrenen Sultan Abdülmecit Han, bu ülkeye yardıma karar verdi. Hemen 10 bin Sterlin hazırlandı. Ancak İngiltere Kraliçesi Victoria ancak iki bin Sterlin gönderebilmişti. Türklerin yardımda kendisini geçmesini gururuna yediremedi. Bu yardımı engelledi. Bunun üzerine Türkler yardımı bin Sterlin olarak bildirdiler. Ancak çok daha fazlasını gıda, ilaç ve tohum olarak gönderdiler. Beş yelkenliyi yola çıkardılar.
Kraliçe bu yardımı da engelleyebilirdi. Bu yüzden gemiler, İngilizlerin kontrolündeki Dublin ve Cork limanları yerine Drogheda limanına yanaştı. Drogheda halkı bu iyiliği unutmadı. İrlanda Kulüplerinden Drogheda United'ın formasında bugün bile hilâl ve yıldız bulunmaktadır.  
Öğünecek kahramanları olmayan bazı ülkeler, ufak başarıları büyüterek kendilerine kahraman edinmektedirler. Şili Halkı, bir deniz savaşını 'Milli Gün' olarak anmaktadır. Kendilerine, “Siz bu savaşta yenilmiştiniz. Yenildiğiniz bir savaşı niçin kutluyorsunuz?” denildiğinde, “O savaşta yenilmiştik ama askerlerimiz kahramanca mücadele etmişlerdi. Onlar anılmayı hak ediyorlar” cevabını vermişlerdi. 
Bizim tarihimizde övünülecek kahramanlarımız, örnek alınacak çok değerlerimiz vardır. Arif Nihat Asya, Fetih Marşı adlı şiirinde “Haberin yok gibidir taşıdığın değerden” diyor. 
Değerlerimize sahip çıkalım.