Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


TELEFONSUZ GEÇEN ÜÇ GÜN


Bu hafta sizlere ülkemizde cep telefonu bağımlılığının ne dereceye geldiğini anlatan bir öğrencimin yazısını aktarmak istiyorum. Evet bu öğrencim aslında binlerce öğrencinin duygularına tercüman olmuş. Bu durumu güzel bir üslupla dile getirmiş. Yazısından dolayı kendisini kutluyor ve sizi onunla başbaşa bırakıyorum:

“Öncelikle attığı her adımda telefon kullanan biri olarak çok zor geçen bir üç günüm oldu.

Büyük bir can sıkıntısı yaşadım. Hatta genel olarak iletişimim kısıtlandı.İnkar etmek istemiyorum sanırım telefonuma bağlıyım. Çünkü telefonumdan yarım saat uzak kalsam kendimde bir rahatsızlık hissediyorum.

Geçen üç günde sinir yapısı olarak bir sorun yaşadım. Çabuk sinirlenmeye başlasaydım. Durup dururken ailem ve arkadaşlarımla sorunlar yaşadım. Bütün bu yaşadıklarımın normal olmadığının farkındayım ama bunu bilinçli olarak yaşamıyordum. Yani durup dururken sinirlenmem ya da belirli sorunlar yaşamamda herhangi bir istek durumu yoktu.İsteyerek yapmıyordum.Telefonum yokken başlarda daha iyi ders çalışabileceğimi düşündüm ama sonra telefonsuz huzursuz olduğum için ders de çalışamadım. Normal şartlarda yani telefonum varken kulaklığımı takar sosyal paylaşım sitelerinde zaman geçirirdim. Fakat telefonum olmadığı için yapacak bir şeyim yoktu. Aileme zaman ayırdım evet ama bir zaman sonra canım sıkıldı. Derslerime konsantre olamadım çünkü aklım müdür yardımcısında kalan telefonumday-dı. Git gide daha da huzursuz olduğumu farkettim.Olumlu yönden düşünmeye çalışsam da olumsuz yönleri daha baskındı. Açık konuşmak gerekirse bu cezanın biraz ağır olduğunu düşünüyordum. Aklımda telefonum olsa`…` gibi düşünceler vardı. En iyisi kitap okumaktı. Üç günde 2 kitap bitirdim. Ama yine de günler geçmek bilmedi. Bu durum beni git gide daha da rahatsız etmeye devam etti. Eğer telefon kullanmayı azaltmak istiyorsam bunu kendim istediğim için yapmalıydım. Ayrıca üç günlük bu ceza çok fazlaydı. Yani telefonumun alınması ve hocalarımın karşısında utanmak onları hayal kırıklığına uğratmak zaten benim için yeterince ağırdı. Yaptığım hatanın farkına telefonumun alındığı ilk anda varmıştım. Daha fazlası sadece fazlalıktı. Hocalarım üç gün boyunca telefonumun olmamasını ne kadar doğru ve yerinde bir ceza olarak görseler bile benim için çok zor olduğunun farkında değillerdi. Ben yaptığı hatalardan ders çıkarmayı bilen biriyim. Buna rağmen yaptığım hatanın bedelini bu kadar ağır olmasını doğru bulmuyordum. Üç gün içerisinde bunları düşü-nüp durdum. Belki de bir bağımlı olmuştum. Bilmiyo-rum. Ama en azından yaptığım hatadan gereğinden fazla ders almıştım. Ayrıca şunu da biliyordum, ben kendine hakim olabilecek biriyim. Gerekirse telefon-suz da yapabilirim. Ama bu şartlar altında telefon kullanmayı azaltmak mantıklı değildi. Yani bi fırsat verilirse yaptığım hatanın farkına varıp telefon kullan-mayı bizzat kendim azaltabilirdim. Ama böylesi sadece can sıkıcıydı.

Çünkü dışarda telefonumla uğraşmak dışında yapabileceğim şeyler sınırlı hatta yok denebilecek kadar azdı. Şikayet etmeyi seven bir insan olmadım hiç. Ya da yaptığım şeyin bedelini ödemek yerine çemkirme-yi seçmedim. Verilen cezayı kabul etmiştim. Ama bu cezanın bu kadar fazla olabileceğini düşünmemiştim. Dediğim gibi ceza ağırdı. Görüldüğü gibi öyle kolay değildi. En azından hatasının farkına varan biri için hiç kolay değildi. Üstelik ailemin gözünde telefon bağımlısı gibi görünmek en kötüsüydü. Çünkü onlar benim en değer verdiğim üç insandı. Onların gözünde bu durumda olmakda canımı sıkıyordu. Telefonumla ders esnasında uğraştığımı bilmek onlar için yeterince üzücüydü. Onların üzülmesi de beni en çok üzen şey oldu. 

Öğretmenlerimin gözünde de ders esnasında telefonuyla uğraşan, dersle ilgisi olmayan bir öğrenci olarak görünmek tam anlamıyla berbattı. Tabi bir de beni arayıp ulaşamayan arkadaşlarım var. Üç gün boyunca her birine tek tek telefonumun bende olmadı-ğını anlatmak vardı. Bütün bunları düşününce çok zor üç gün geçirdim. Telefonumun bu kadar hayatımda olması kötü olabilir. Ama bunun bana zararı varsa bunu ben düşünmeli ve daha az kullanmaya karar vermeliydim.

Düşündüm ve artık sadece gerekli zamanlarda telefon kullanmaya karar verdim…”