Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Teravih nasıl kılınır?

Teravih nasıl kılınır?


8 Temmuz Salı günü Samsun Piazza`nın basın mensuplarına verdiği iftara davetliydik. İptal edildi, gidemedik. İyiki iptal edilmiş. Müftülüğün öncülüğünde Esnaf ve Sanatkarlar Odası`nın verdiği Terme Cumhuriyet meydanındaki iftara katıldık.

Yemekten sonra il müftüsü Yrd Doç Dr Hayrettin Öztürk kısa bir konuşma yaptı. Önemine binaen, Müftü Beyin konuşmasını özetleyerek veriyorum.

“Kadınlarımız var; 20 yaşında dul kalmış, bir daha evlenmiyor. 25 yaşında, 30 yaşında dul kalmış evlenmiyor. Neymiş? “Elalem ne dermiş? Ayıp karşılanırmış…” Yanlış bir düşünce arkadaşlar. Evlenmek Allah`ın emri, Peygamberimizin sünnetidir. Bir İslâm büyüğü, “On gün ömrüm kaldığını bilsem yine de evlenmeye çalışırım” demiş.”

Müftümüz bir de eşlerin arada bir el ele tutuşup birbirlerinin gözlerine bakmalarını tavsiye etti ve bunun çok faydalı olduğunu söyledi. Hocamız bu konuda örnekler de verdi ama ben ayrıntıya girmeyeceğim.

Havuz başındaki çay molası ve kısa sohbetten sonra camiye geçildi. Vaazı yine il müftümüz yaptı. Ezan okununca namazı kıldırmak üzere Samsun`dan gelen imamlardan biri öne geçti.

Burada duralım. Çünkü ben bugüne kadar hatimle teravih namazı dışında bu kadar uzun süreli bir namaz kıldığımı hatırlamıyorum. Arkasında il müftüsü var diye mi bilinmez, imam efendi teravihi bile, her ayetin duraklarına riayet ederek normal namazlardan daha yavaş kıldırdı. Bunu il müftüsü de uygun bulmamış olacak ki, sıra vitir namazına gelince imama işaret etti ve kendisi mihraba geçti. Âdeta, “Bu namazlar böyle kıldırılır” dercesine orta bir okuyuşla namazı kıldırdı. Bence bu, hem imama hem de diğer din görevlilerine nazik bir hatırlatma idi.

İmam duraklarda o kadar çok duruyor, namaz öyle uzuyordu ki, bir ara namazdan sonra imama “Sen kendi caminde teravihi böyle mi kıldırıyorsun?” diye sormayı düşündüm. Cevabı “Evet” olma ihtimaline karşılık da B planı soruyu hazırlamıştım:

“Teravihlerde kaç cemaatin oluyor?..”

Böyle düşünen sadece ben değilim.

Bir kere müftünün vitir namazını kıldırmak için öne geçmesini ben buna yorumladım. Sonra namaz çıkışında musafaha ettiğim öğretmenin ilk sözü “Bir daha bu camiye gelmem!” oldu. Bunu söyleyenin namazlara serin birisi olduğunu sanmayın. Dini konularda benden daha duyarlıdır.

Ertesi günü sohbet ettiğimiz bir din kültürü öğretmeni ve önemli mevkideki bir din görevlisi de aynı yönde görüş belirttiler: İmam namazı normalden çok uzattı. Benim, “Teravihi kılmak tam 37 dakika sürdü” sözüme Din Kültürü Öğretmeninden itiraz geldi:

“Hayır, 40 dakika sürdü. Çünkü Beyhami Hoca saat tuttu.”

Beyhami Hocaya dudak bükmeyin. Diyanetin, “Bu sene teravih namazında iki rekatta bir selam verilecek” talimatından dolayı, hangi camide namaz kılsam, teravih için ben de saat tutuyorum.

Dinimizde bir düstur vardır: “İşlerin en hayırlısı orta yolu tutmaktır.” (Deylemi, Beyhâkî). Bir başka ifadeyle, ifrat ve tefritten uzak durmak ve aşırılıklardan kaçınmaktır. Peygamberimizin(SAS), çok uzun okuyarak namaz kıldıran bir sahabeye uyarısını bilmeyen din görevlisi olduğunu sanmıyorum.

“Namazı ne çok hızlı kıldırınız, ne de çok uzatınız. Arkanızda yaşlı ve hastalar bulunabileceğini unutmayınız.”

Diyanetin talimatı üzerine bu sene teravih namazları 2 rekatta bir selam verilerek kılınıyor. Eskiden 25 dakikayı fazla bulanlar şimdi 28-30 dakikaya razı olmak zorunda kalıyor. Ancak, “Demokrasilerde çareler tükenmez” özdeyişi(!) üzere, namazın kaşını gözünü yararak, cemaati hop oturtup hop kaldırarak 20 rekat teravihi 19 dakikaya sığdıran hocalarımız da var. Hem de iki rekatta bir selam vererek.

Siz yine de orta yoldan ayrılmayın. Hayırlı ramazanlar.