Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Selim EROĞLU


TERME'DEN HATIRALAR

TERME'DEN HATIRALAR


    Benim acizane hayatımın 13 yılı güzel Samsunumuzun Terme ilçesinde geçti. Burada da çok güzel günlerim geçti. Çok iyi dostluklarım oldu. Tabiki hiç unutamadığım hatıralarım oldu. Şimdi burada bu hatıratlarımdan bir kaç tanesini kaleme almaya çalışacağım. Rabbim muvaffak eylesin inşallah. 
    Terme deyip de Selim Eroğlu Hocamızı hatırlamamak mümkün mü? Kendisini Terme çok iyi tanır. Uzun yıllar Terme Anadolu Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Ayrıca uzun yıllar Terme Halk Eğitim Merkezi'nde yöneticilik yaptı. Hemen hemen her milli bayramda sunuculuk da yapardı. Ayrıca uzun yıllar Terme Bilgi Gazetesi'nde köşe yazarlığı da yapmaktadır. Şu an itibarıyla Samsun-İlkadım ilçesi Tülây Başaran Anadolu Lisesi'nde edebiyat öğretmenliğine devam etmektedir. Kendisine buradan selâm ve saygılarımı sunar, nice başarılara daha imza atmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim. Ayrıca bu yazıyı kendisinin engin hoşgörüsüne dayanarak kaleme aldığımı da ifade edebilirim. 
    Her insan özel yaratılmıştır. Her insana farklı meziyetler, maharetler, vasıflar, özellikler Yüce yaratıcı tarafından yüklenmiştir. Selim hocamızın da kendine özel güzel meziyetler vardır: Burada hepsini saymak mümkün değil. Aklımda kalan bir kaç tanesini aktarmak isterim. 
    Bir kere hocamız hoşgörülüdür. Kimseyi kırmaz, kavga etmez, kızacak bir durumla karşılaşsa bile nükteli ve anlam dolu sözlerini söyleyerek neticeyi hayırla sonuçlandırır. Kalem kuvvetli olduğu gibi sözü de tesirli ve anlam yüklüdür. Halk edebiyatının canlı bir örneğidir. Her edebiyatçıda bu özellikler görmek mümkün değildir. İnsanlık yönler takdire şayandır. Özellikle hazır cevapçı oluşu benim için kayda değerdir. Şimdi aşağıdaki paragraflarımda bu tezime örnekler vermeye çalışacağım. 
    Selim hocamız güzel giyinmeyi sever, birisinin üzerinde güzel bir giysi görse parası ne olursa olsun onu satın alır. Biz de biraz takılma adına biraz da farkındalığını ortaya koymak için olsa gerek; Selim hocam çok yakışmış, güle güle kullan dediğimizde, hocamız hemen cevabı patlatır. "Allah kullarına verdiği niğmetleri üzerinde görmek ister" der. 
    Günün birinde Terme Pazar caminde namazdan sonra görüştük, oturduk, yanımızda başkaları da vardı, çay içiyorduk. O esnada iki ayyaş adam oradan geçmekteydi. Bu adamlar sürekli bir araya geliyor, buluşuyorlar, meyhaneye giderler, yerler içerler, ama camide göremezsin dedim. Selim hocamız hemen cevabı verir:" Hacı hacıyı Mekke'de, hoca hocayı tekkede, it iti dakkada bulur" der. Böylece olup bitenler bir cümlede özetlemiş oldu. ,
    Hüseyin Türkmen hocamız, Selim hocam ve ben buluştuk. Hüseyin hocamız üzgün görünüyordu. Belli ki bir şeyler olmuştu. Ne oldu? Hüseyin hocam diye sorunca anlatmaya başladı. 
    - Ünye'de bir arsam var. Belediye yol yaparken arsamın bir kısmını yola kattı. Arsam küçüldü. Zarara uğradım. O arsayı canımı dişime takarak kazandım. Bunun için üzgünüm deyince, tam da o anda Selim hocamız devreye girer:
     -" Bana bak Hüseyin Hoca! Kaç metre arsan kaldı? - Hüseyin Hoca "500 metre" deyince; - Selim Hocam cevabı patlatır. " De sene Hüseyin Hoca, senin Ünye'de tarlan vardı, arsa oldu. Bil ki, arsa tarladan daha kıymetlidir" deyince gülüştük. Böylece Hüseyin Hocanın moral de düzelmiş oldu. 
- Yaşa Selim Hocam dedi. 
    Günlerden bir gün Selim Hocamla beraberdik. Kendisi özel bir okulda derse gidiyordu. "Filan okulda veli toplantısı toplantısı var, beni de davet ettiler, beraber oraya gidelim mi " dedi. Ben de kabul ettim. Toplantı akşamüstüydü. Tüm okulun veli toplantısıydı. Toplantı salonu tıklım tıklımdı. Belli ki toplantının sonu yaklaşmıştı. Veliler yorgun argın görünüyorlardı. Yüzlerinden sanki toplantı bitse de bir an önce çıkıp gitsek diye. Üstat! bunu farketmez mi? Tam o esnada sunucu Selim Hoca'mızı kürsüye davet eder. Velileri selâmladıktan sonra şu sözleri söyler ve konuşmasını bitirir. " Öğretmenlerimizin nefesi, öğrencilerimizin hevesi, velilerimizin de kesesi bir arada olursa, eğitim-öğretimde istenilen hedefi yakalarız". Salonda tabi ki büyük bir alkış!!! 
    Bir gün gene Hoca'mızla buluşmamızda; öğrencilerden yakınmaya başladım. Bazı öğrencilerin derslerle alakalarının olmadığını, yavaş hareket ettiklerini, derslerden geri kaldığını .... anlatmaya başladım. Ben sabırla dinledikten sonra, 
    -" De sene Cemal Hoca, o öğrencilerin tezgâh kurana kadar pazar dağılıyor"der. 
    Böylece güzel bir ders vermiş oldu bana.
    Daha anlatılacak çok şeyler var. Yazdıkça aslında çok şeyler aklıma geliyor. İnşallah başka zamanda başka hatıralarla bir arada oluruz. Bu günlük bu kadar diyor, sevgi ve saygılarımı sunarım. Allah'a emanet olunuz. M. Cemal TOMAR