Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Zeki ORDU


TERMELİ ASUMAN

TERMELİ ASUMAN


Asuman genç bir kızdı.
Gençlerin hayallerini, yaşlıların mazisini hatırlatan bir kız. Ayağını sakınarak basıyordu ama kurt kuş fark ediyor, hayranlıkla seyrediyordu. Her gencin hayalini bir Asuman süslüyordu. Yaşlılar ise Asumanda geçmişi buluyordu. Ve hafızalarında hüzünle yâd ediyorlardı eski günleri.
Orta yaşlılar çaresiz bakıyordu Asuman`a… Kim bilir gençliğinde hayalini kurduğu Asumanlardan uzaktı. Yani çaresizlerdi bir yerde.

Asuman Şair Nedim`in dediği gibi haddeden geçmişti. Yani güzellik süzgecinden geçmiş geriye peri misali bir suret çıkmıştı. Ne Leyla`ya, ne Şirin`e, ne de Aslı`ya benziyordu.
O kadar usul yürümesine rağmen yapraklar `hışırdıyordu` o yürürken. Bülbüller nağmelerini gül için değil onun için döküyordu.

Çimenler, eteğinin renginden dolayı mı bilinmez, daha yeşildi. Yoksa onu gördüğü için mi canlanıyordu; bunu kimse bilmiyordu. Gökyüzüne üstündeki mavi gömlek renk veriyordu sanki. Açık kahverengi saçlarını beyaz bir örtü ile örtmüştü, bulutlara inat. Asuman sanki dünyanın bir özetiydi…
Yağmurlar bile gece yağıyordu. Güneş onun bulunduğu yerde daha aydınlık, ay geceleri daha parlaktı. Sanki ulaşılmaz biriydi Asuman. Ulaşılmaz ve hayalleri süsleyen...

Günler geçiyordu. Hayallerine ulaşamayan gençler; Asuman`ı geri de ve gönlünde bırakarak yeni bir hayata başlıyordu. Asuman, yeni gençlerin hayallerini süslüyordu. Çimenler her gün daha yeşeriyor, gökyüzü daha mavileşiyordu. Denizler daha berraklaşıyor, dereler daha nazlı akıyordu. Göller durgun yürekler vurgundu…
Zaman geçip gidiyordu.

Bir gün Asuman`ın sesinde hafif bir `hırıltı` duyuldu. Kimse dikkat etmedi. Zaten kısa sürede geçti. Ardından öksürüğe benzer bir ses daha duyuldu Asuman`dan. Mevsime bağladılar sebebini. Gün geçtikçe çimenlerin renginde de değişmeler oldu. Gökyüzü eski parlaklığını kaybediyordu sanki. Bulutlar arasında grilikler görünmeye başlandı. Deniz de ona eşlik etti. Dereler bazen boz bulanık akar oldu. Göller eski sükûnetinde değildi sanki.

Aynaya baktığında açık kahverengi saçlarında bazı siyah teller gördü. Hâlbuki yaşlanıyordu ve beyazlaması lazımdı. Başörtüsü ilk günkü kadar beyaz değildi. Asuman`ın hayatında bir şeyler değişiyordu. Her ne kadar yine nazlı nazlı yürüse de etrafında bir durağanlık göze çarpıyordu. Gençlerin hayallerini Asuman gibiler değil de ya bir meslek erbabı ya da ticaret ehli kişilerin Asuman`ları ilgilendiriyordu.

Asuman`ın benzi günden güne soluyordu. Kendisi de takatinin azaldığının farkındaydı. Haline yakınları da üzülüyordu. Günler geçtikçe Asumanın bir derdi olduğu kanaatine vardılar. “Buralarda durma” dediler. “Büyük yerlerdeki hekimlere görün” dediler. Ve Asuman söylenenlere uydu. Ülkenin çok büyük hastanelerinden birine gitti.
Doktoru Asuman`dan bilgi almak için onunla konuşmaya başladı. Asuman`a “nerelisin?” diye sordu. Asuman sönük gözlerini doktora çevirerek;

- Terme`nin Kozluk Mahallesi`nden geliyorum dedi.
Doktor hazin hazin Asumana baktı;

-Şu bacalarından siyah fabrika dumanların tüttüğü yer değil mi orası dedi.
Asuman sadece sustu…