Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Zeki ORDU


TERMELİ OLABİLMEK

TERMELİ OLABİLMEK


Geçen hafta “Terme Gelişir mi?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Şimdi de onun devamı niteliğinde başka bir yazıyı kaleme almış bulunmaktayım. Burada asıl maksat Terme`nin gelişimi için bizim de çorbada tuzumuz olması isteğidir.
Elbette Terme dâhil ülkenin bütün yerlerinde kendi ili ve ilçesinin biraz daha ileri gitmesi için gecesini gündüzüne katan kişiler vardır. Ancak bazı şeyler gündemde tutulmayınca sürüncemede kalır ve hedeflenen maksada ya hiç ulaşılmaz ya da ilerleme kayda değer olmaz.
Aidiyet kendisi bir yerle özleştirmek demektir. Bir fert önce evine, sonra mahalle ve köyüne, daha sonra ilçe ve iline nihayetinde ise ülkesine aittir. Burada öncelikleri şaşırmamak gerekiyor. Atalarımız “ Kendisine faydası olmayanın başkasına faydası olmaz.” demişler. Bu sözden yola çıkarak kalkınma ve gelişme fertten cemiyete doğru olduğunu anlayabiliriz.

Öncelikle ne “nerelisin” sorusuna verilecek cevabın “aslen” diye başlamamsı gerekmektedir. “Aslen” diye başlayan insanların öncelikli hedefi orada işini gördükten sonra orayı terk etmek olacaktır. Artık günümüzde bile insanlar ben “İstanbulluyum” diyebiliyor. Yıllardır Anadolu`dan bu şehre göç eden kişiler hemşehri arayarak işe başlamış, yaşlandığında ise köyüne dönmüştü.

Termeli Nasıl Olunur?

Bu iş aileden başlasa da asıl okul sıralarında pekişir. Öncelikle ilçenin kendine has değerleri kişilere tanıtılır. Daha ilkokul sıralarında onlara Termeli olduğu şuuru verilmelidir. Ben kır beş yıl önce daha ortaokulda okurken sosyal bilgiler öğretmenimin anlattığı bir hadise hala aklımdadır.

Bir gün tahsil görmek için Amerika`ya giden bir Japonyalının ceketinin bir düğmesi kopar ve kaybolur. Günlerce Japonya`dan gelmiş bir düğme arar yaşadığı eyalette. Bulamaktan ümidini kesince bir Japon konserve kutusunun kapağından düğme yapar ve ceketine diker. Hadise bu. Öğretmen bize bu vakayı şöyle açıklar: “ Japon her haliyle Japon kalabilmesi için bundan başka bir şey yapamazdı” der.

O gün bu gündür aidiyet denilen şeyin ne kadar mühim olduğunu anladım. O zaman okullarımızda öğrencilerimize “Siz Termelisiniz ve sahip olduğunuz milli, manevi ve kültürel değerler şunlar” diye öğretilmeli. Bir gün Termeli öğrencilerime sordum. “Bir pirinç tanesi ekilip hasat edildikten sonra kaç tane pirinç veriyor?” diye. Kimse bilemedi. Ben de babası bu işi yapanlar babalarına sorsun dedim. Bir okuldan sadece bir tane cevap geldi. Halbuki babası pirincin ekim dikimiyle uğraşmasa bile her Termelinin bunu bilmesi lazım. Mademki ülkenin en kaliteli pirincine sahip olunan yelerden birine sahipsiniz, bu kadar basit bir soruyu da bilmeniz gerekmektedir.

Bu sadece bir örnek.
Bir Termeliye “En iyi pirinç nerde olur?” diye sorduğumuzda istisnasız “Terme`de” diyor. En iyisi bizde oluyor demekle en iyisi sizde olmaz. Bir gün başka birileri bu işin nasıl yapıldığını öğrenir “en iyisi onlarda” olur.
Bu daha bir örnek.

Terme ile ilgili yapılacak sosyal, kültürel, ticari ve sportif daha çok iş var. Ancak bu hafta da yerimiz azaldı. Çok yönlü kalkınma ve gelişme için fikirlerimizi sunmaya devam edeceğiz. Son olarak bir slogan ile sözümüzü bitirelim ve gerisini haftaya bırakalım.
Mademki Termelisin, bu ilçeye gönlünü vermelisin.