Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Zeki ORDU


TERMELİLİK ŞUURU

TERMELİLİK ŞUURU


Bir kitapta şöyle bir yazı okumuştum: “ Kendini bir şehre mensup hissetmeyenler var mıdır?” diye başlamıştı cümlesine.

Kendini bir şehre mensup hissetmek veya hissetmemek. Yani ya misafirsin ya da ev sahibi. Ancak ne olursan ol bazı mükellefiyetlerin vardır ve onları yerine getirmelisin.

M. Önal Mengüşoğlu “Şehirler kulağınıza küpe takar. Parmaklarınıza çentik atar. Dillerinize işaret koyar. Alnınıza mühür basar. O mührün kocaman iziyle birlikte izin verir sokaklara dağılmanıza. Artık o şehirlisinizdir.”

Bir şehirli olmak çok şeydir aslında. Ancak şehrini küçümsemeden, öz yapısını kabullenip ona göre yaşaması ve yaşatması lazımdır. İthal fikirlerle, ithal atalarla o şehirli olunmaz. Herkes dedesinin torunudur.

Daha önce yazdığım “Terme Gelişir mi?” başlıklı yazım üzerine kıymetli dostum ve yazar arkadaşım Seyfi Günaçtı Bey cevabi bir yazı yazdı bu sütunlarda. Kendisine ne kadar teşekkür etsem yeridir. Bir fikrin aksülamel bulması yani karşılık bulması mühimdir. Seyfi Hocam kaleme aldığı yazıda daha çok Terme`nin güzelleşmesi üzerine fikirlerini serdedip, teklifini sunmuş. Ne iyi etmiş. Bir yerin güzelleşmesi gelişmesiyle eş değerdir.

Yine aynı yazıya Sayın Murat Yılmaz`da bir yorum yazmış. Kısa cümlelere çok şey sığdırmış. Sayın Murat Yılmaz`ın “ Özellikle, çocukların, gençlerin kendi gelişimlerini, pozitif üretimde bulunabilmesini sağlayacak projeler üretilme ve desteklenmeli” cümlesi kayda değer özellikte.

Ayrıca Şair-yazar dostum Ahmet Sezgin`in “Terme`nin Değerleri “ adlı makalesi Terme`yi özetlemiş. Bu kadar özelliğe sahip olan bir şehrin kendi sınırları dışına taşamamış olması ise tuhaf, çok tuhaf bir şey.

Daha iki adım ötede ki Ünye`yi düşünün. Daha doğrusu bir inceleyin. Orada meşhur bir söz vardır. “ Ünye ile dünya tartılmış Ünye 247 gram ağır gelmiş. O üç gram içimize oturdu” diye. Bir yerli olmak böyle bir şey demek. Yine “Burası Ünye burada durmak lazım” sözü ise siyasilerin ağızları kadar ulaştı.

Ünye bunları çok kısa sayılabilecek zamanda aştı. Ben Ünye`ye geldiğimde Ünye`nin nüfusu Terme kadar ancaydı. Yapılan planlı çalışmalar şehirde yaşayan herkese Ünyelilik şuuru yerleştirilmeye çalışıldı ve da başarıldı. Bunu Terme fevkalade yapabilir.

İşe önce öğrencilerden başlanmalı. Sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşmektedir. Yılın 52 haftasında otuzdan fazla faaliyet yapan Ünye bunun önemini kavramıştır. Keza Fatsa da çok yakında ses getirecek bir projenin içindedir.

Yine yerimiz azalmaya başladı. Belli ki bu hamur çok su götürecek. Ahmet Sezgin`in “Terme`nin Değerleri” yazısı okunup üzerinde kafa yorulmalıdır.

Kendisini bir yere ait hissetmeyenlerin yeri; resmi kayıtların bildirdiklerinden öteye geçemez. Bir yerli olmak asil olmaktır. Asillerin de asılları bellidir.