Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Zeki ORDU


TİREBOLU GÖNÜL YOLU


Mekân vardır, sadece bir adı vardır?
Mekân vardır, tarihi vardır?
Mekân vardır, hatıraları vardır?
Mekân vardır gönlü vardır?
Şimdi mekânın gönlü de olur mu demeyin! Olmaz olur mu?
Siz gözünüzü açtığınızda, daha etrafınızı algılamadan önce bazı yerleri hatırlıyorsanız; yani hatırladığınız yer aklınızdan çıkmamışsa bilin ki gönlünüzde de yer etmiştir.
Gönülde yer almak zordur.
Gönülde kalmak daha zordur.
Güzel yurdumuzun güzel mekânları vardır. Güzel insanları vardır.
Kayıtlara geçmiş hatıraları vardır.
İşte ülkemizin, bölgemizin gönüllerde yer etmiş ilçelerinden biri de Tirebolu´dur.
Tarihini anlatmaya lüzum yok. İnsanını da? Çünkü bazen kelimeler kifayetsiz kalır. Bir şeyleri kaleme alırken yazamadığınız çok şey kalır geride. Yazdıklarınız tarihe geçer, yazamadıklarınız gönülde kalır.
Gönülde kalır dedikse; orada öylece durmaz. Gün geçtikçe büyür orada. Hatta öyle büyür ki bedeninizi bile aşar.
Tirebolu benim meslekte ilk görev yerim. Meslekte son görev yerim de Terme. Yani ilkler ve sonlar bir bakıma bir araya geldi.
Emekliliğimin resmi olarak başlamasına birkaç gün kala son görev yerimden ilk görev yerim hakkında yazı yazmak varmış.
20 Temmuz 2019 cumartesi günü, 36 sene önce genç bir öğretmen olarak görev yaptığım Tirebolu´da buluştuk. Bir şiirimi de bestelemiş olan, halen Antalya´da görevine başarıyla devam eden ve tam bir Tirebolu sevdalısı Osman Çolak´ın gayretleriyle buluştuk öğrencilerimizle.
İlk toplantı eski öğrencilerimizden, Halide Edip Adıvar Anadolu Lisesi Müdürü Sayın Eyüp Yıldırım´ın ev sahipliği yaptığı okulda oldu. Toplantının ilk olmasından dolayı daha önce o tarihler arasında işleri olanlar aramızda değildi. Biz olmayanları da yad ettik. Kendileri olmasa da gönülleri oradaydı. Biz hissettik.
Toplantıya; Asiye Çalıkoğlu, Defne İnanç, Emsal İbrahimoğlu, Kadir Coşkun, Nezire Özkanlı, Nigar Kocaman, Şükran Altay, Vesile Nakipoğlu ve Zühal Halilbeyoğlu katıldı. Bu güzide öğrencilerimizle birlikte uzun süre beraber olduk. Ayrıca, Eyüp Yıldırım, Muammer Sezgin ve Osman Çolak toplantıda beraberdik. Daha sonra aramıza Abdullah Atacan hocamız da katıldı. Biz bol bol geçmişi konuştuk.
Günün en anlamlı hadisesi müzik öğretmeni Osman Çolak´ın Tirebolu için bestelemiş olduğu türkünün koro halinde söylenmesi oldu. Bir ara müzik öğretmeni Osman Çolak salondan çıkarak sanki sınıfa giriyormuş gibi kapıyı aralayıp içeri girince orada bulunan herkes öğrenci disiplini içince saygı ile ayağa kalktı. Osman Çolak kendisine ayrılan kürsüye oturdu ve 36 yıl aradan sonra yine ders verdi.
Önceden tasarlanmış olsa dahi bir kurgudan çok ciddi bir dersi andıran vaziyete asıl mührü ?gönül? vurdu. Her şey gönülden ve isteyerek yapılıyordu.
Daha sonra ?gönül ateşiyle? demlenmiş çayları içtik hep beraber.
Her güzel şey gibi zaman sona erdi. Aralarında en uzak bendim. Gönlümün ?bir parçasını? Tirebolu´da bırakarak ?bedenim? uzaklaştı oradan.
Her kavuşma bir ayrılık hikâyesi taşıyor