Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Trenle bir gezi hikayesi


Okul gezilerinin alışılmış araçları minibüsler ve otobüsler, ulaşım şekli de karayolu iledir. Fakat bu sefer Amasya gezisini trenle ve demiryolu ile yaptık. Bu, benim trenle yaptığım ikinci okul gezisidir.

Birinci dönemde Kasım ayında yaptığımız Samsun gezisi sırasında Samsun Kent Müzesi`ni de gezdik. Müze görevlisi Hilal Hanım kömürle çalışan eski kara trenleri tanıtırken, 1967 yılında yaptığım Adana-Samsun tren yolculuğunu hatırladım. Öğrencilere, “Trenle bir geziye gitmeye ne dersiniz?” dediğimde “Çok iyi olur” cevabını almıştım. Trenle gezi yapmaya işte o zaman karar verdim.

Öğretmenlik hayatımda zaten trenle gezi yolculuğu tecrübem vardı. Çarşamba`da görev yaptığım yıllarda Samsun- Çarşamba demiryolu hattı çalışıyor, trenle yük ve yolcu taşımacılığı yapılıyordu. İşte o günlerde, 1996 Mayısında Kız Meslek Lisesi öğrencileri ile Çarşamba`dan Samsun`a trenle bir gezi yolculuğu yapmıştık.

Amasya`ya bir gezi düzenleyecektik. Gerekli hazırlıkları yaptık. Terme`den Samsun`a bizi otobüs götürecek, Samsun`dan Amasya`ya trenle gidecektik. Amasya`dan Terme`ye dönüşümüz yine otobüsle olacaktı.

1 Mayıs Cuma günü Ünye`den gelen öğrencileri de alarak saat 07.40`da Samsun Garı`na vardık. Amasya treni 08.20`de hareket edecekti. Her iki gişe önünde de bilet almayı bekleyen yolcular vardı. Artık tren biletleri de uçak biletleri gibi isim yazılarak kesiliyormuş. Bu da hayli zaman alıyor. Sıra bana gelince, 37 kişinin biletini isim yazarak kesmek zaman alacağından gişe görevlisi bize numarasız bilet verdi.

Bunun ne anlama geldiğini vagonlara binip koltuklara oturunca anladık. Biraz sonra biletli yolcular, “Sizin numaralı biletiniz yok” diyerek öğrencileri kaldırmaya başlamışlar. Öğrencileri uyararak yerlerinden kalkmamalarını sağladık. Fakat görevli memur gelip, yeni bir vagon ekleneceğini söyleyince çaresiz yerimizden kalkmak zorunda kaldık.

Kapasite belli olduğuna göre, koltuk sayısından fazla niçin bilet kesiyorlardı? Koltuk sayısından fazla bilet kesilmesi, eskiden otobüslerde karşılaştığımız bir koltuğa çift bilet kesildiği günleri hatırlattı. Mevcut 4 vagona bir vagon daha eklemelerine rağmen ayakta kalan yolcular oldu. Öğrenciler de durumdan şikâyetçiydiler. Bu karmaşadan ve yolcuların tepkisinden rahatsız olan bir hareket görevlisi, “Bu durumdan biz de memnun değiliz. Fakat elimizden bir şey gelmiyor. Bunu üst makamlara siz bildirirseniz daha etkili olur” dedi.

Ben şikayetimi gişe memuruna anlatırken az kalsın treni kaçırıyordum. Vagon eklenmesi sırasında oluşan gecikmeden dolayı tren 08.32`de hareket etti. Oturacak yer bulabilmek için iki vagona dağılmıştık. Çoğunluk Nevin Hanım`la birlikte diğer vagona geçmiş, benim yanımda 7 öğrenci kalmıştı.
Tren yavaş seyrediyordu. Henüz yerleşim yerini aşmadığı için böyle gidiyor diye düşündüm. Samsun`u arkamızda bıraktıktan sonra da trenin hızı artmadı. Bilet kontrol görevlisine sorduğumda, “Demiryolunun bu kesiminde onarıma ihtiyaç var. Bu yüzden tren 40 km hızla gidebiliyor” dedi.

Kavak`a kadar 6 istasyonda durduk. Bunların hepsinin teşkilatlı bir istasyon olduğunu sanmayın. Bazıları sadece birer durak yeri. Bir kulübesi bile yok. “Km 27+000 Durağı” yazılı levhadan burasının bir durak olduğunu anlıyorsunuz.

Çevrede manzara güzel. Bazı ağaçlar yapraklarını yeni açıyor. Yamaçlarda görülen kırmızı ve çoğunluğu beyaz çiçekli ağaçlar, yeşillikler içerisinde bir süs olarak serpiştirilmiş gibi duruyor. Gidiş yönümüze göre ters istikamette akan Mert Irmağı, yer yer küçük şelaleler oluşturuyor. Elifnur Yeşiltaş, ikide bir “Aaaa! Ne kadar güzel” demekten kendini alamıyor. Trenin yavaş gitmesi, güzelliği doyasıya görmemize fırsat tanıyor.

Tren durmadan yarım saat yol kat aldıktan sonra Meşelidüz istasyonuna geldi. Buraya neden Meşelidüz dendiğini anlamak için sağa sola bakındım. Çünkü her iki tarafımız da yamaçtı. Etrafta yapraklarını yeni açmaya başlayan meşe ağaçları vardı ama sağımızda 2-3 binanın yerleştirildiği küçük alandan başka düzlük göremedim.

Meşelidüz`den sonra her 8-10 dakikada bir durarak 90 dakikada Samsun`dan Kavak`a geldik. Bu arada her iki vagonda da eğlence devam ediyordu. Onları da gelecek haftaya bırakıyorum.
İyi haftalar.