Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Üç mü desem, beş mi desem?


Samsun Site Camisi şadırvanında abdest almışsanız görmüşsünüzdür; oturaklara oturduğunuzda karşınızdaki duvarda bazı ifadelerin yazılı olduğu küçük levhalar vardır. Bunların her biri birer hadis ve hemen tamamı ´üç şey´ üzerine söylenmiş.
Bunlardan iki tanesini birlikte okuyalım:

*?Üç şey üzerine yemin ederim: Sadakadan dolayı asla mal eksilmez. Affedeni Allah azîz kılar. Dilenene Allah fakirlik kapısını açar.?

* ?Üç şey geciktirilmez: vakti gelince namaz. Hazır olunca cenaze ve (evlendirmek için) dengini bulunca kız çocuğu.?

Bugün ben de üç olaydan bahsedeceğim. Fakat benim yazacağım şeyler insanın içini ferahlatacak, kişiyi mutlu edecek şeyler olmayacak.

Fenk Mahallesi´ndeyim. Bayram Sokak´tan Meyveli Sokağa girdim. Bu sokakta 15-20 metre gitmemiştim ki yolun sağında, yarısı yaya kaldırımına park etmiş beyaz renk otomobilin (55 KR . . 3) sürücü kapısı açıldı. Sürücü aracın içinden kolunu çıkardı ve elindeki sigara tablasını/izmarit kutusunu sokağa boşalttı. İzmaritler sağa sola savruldu, küller havada uçuştu. Kendi kendime bir ´Lâ havle?´ çekip ?İşte medeniyet, işte saygı!? dedim.

Bu vatandaş 30 metre yürüse bir büyük çöp kutusuna (1)ulaşabilecek. Kenarında durduğu kahveye girse içerde mutlaka bir çöp kovası bulacak. Ama o işin kolayını (!) tercih ediyor.

Yoluma devam edip köşeyi dönüyor ve Ovalı Sokağa giriyorum. Üçkuş Kıraathanesi´nin kapısında bir genç ayakta duruyor. ?Orada herkes durabilir. Bunda ne anormallik var? diyeceksiniz. Onun özelliği az sonra ortaya çıkacak.

Genç, bitmek üzere olan sigarasından son bir nefes daha çektikten sonra izmariti başparmak, işaret parmağı ve orta parmak arasına usulüne uygun olarak yerleştirdikten sonra yola doğru fırlattı.

Şaşırdım. Çünkü gencin hemen sağ tarafında, duvarın dibinde silindirik bir sigara izmarit kovası vardı. Bu genç ihtimal ki bu kahveye ilk defa gelmiyor. Acaba orada bir sigara izmarit kovası olduğunu hiç görmedi mi, bilmiyor mu? Yoksa biliyordu da atış talimi mi yapmak istemişti?

Be kardeşim! Sen bu sigarayı içtiğine göre, biten sigaranın çöpünü atacak bir izmarit kovası, bir çöp kutusu araman gerekmez mi?

Beş dakika içinde rastladığım üçüncü kişiyi bu ilk ikisi kadar eleştirmiyorum. Çünkü onun yakınında bir sigara izmarit kovası göremedim!

Ovalı Sokağı geçtim ve sağa döndüm. Artık Atatürk Caddesi´ndeyim. İmren Fırınından pidemi aldım. Yaklaşık bir ay kadar önce hatırı sayılır bir hemşehrimiz bana ?Sen de pide alma kardeşim!? demişti ama ben yine de pideden vazgeçemedim!

Biraz yürüyüş yapmış olmak için geldiğim yoldan geri dönmedim, Garaj Mevkisine doğru yürümeye başladım. Garaj (terminal) oradan taşınalı çok oldu. Garaj Camisi´nin de adını değiştirdiler. Lâkin orası benim için hâlâ Garaj Mevkisi ve cami de Garaj Camisi´dir.

Halk Fırınına varmadan sağdaki dönercinin önünde 17-18 yaşlarında bir genç sigarasını tüttürüyor. Tesadüfe bakın ki o da sigarasının sonuna gelmiş. Ancak bu genç, Üçkuş Kıraathanesinin önündeki genç gibi atış talimi(!) yapmadı, sigaranın kalan kısmını yola doğru fırlattı.

Yol dedimse yanılmayın. Orada pek yol kalmamış. Garaj yönüne doğru akıp giden sadece bir şerit var. Eski Atatürk Caddesinden geriye iki taraflı yaya kaldırımı, yani yaya yolu kalmış. Zaten izmarit de yola kadar ulaşamadı, yaya yoluna düştü.

Bir iki sokak daha yürüsem gözlem sayısı 5´e, 6´ya ulaşır mıydı acaba?

İşte memleketimin son durumu!..

- - - - - - -

(1)konteynır kelimesini kullanmak istemedim.