Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Hasan ÖZDEMİR


UNUTMADIK

UNUTMADIK


ABD askerleri Irak`ta askerimizin başına çuval geçirdiler. Yetkililer, olabilir dediler. Biz de bir hata olmuştur dedik ve sineye çektik. Unuttuk, gittik.

İsrailliler Mavi Marmara Gemisini bastılar 9 kişiyi öldürdüler. Yıllar sonra ABD`nin zoruyla güya özür dilediler. Biz duymadık. Özür dilemek hangi canı geri getirdi. Güya itibarımızı geri aldık. Tazminat ödeyeceğiz dediler, havamızı aldık. Hala bekliyoruz. Gıkımız çıkmadı, unuttuk bile.

Askerlerimizi kaçırdılar. F-16 Savaş uçağımızı düşürdüler. Bak, bir daha yapmayın diyerek geçiştirdik. 36 kaçakçı vatandaş terörist diye öldürüldü. Affedersiniz denildi, sorumluları hala bulunamadı. Hatay da 50 kişi hunharca öldürüldü. Sınırlarımız delik deşik.

Suriye ile kan kardeşi idik, kan davalık olduk. Komşudaki yangın şimdi bizi çok kötü vurdu.
Mısır-Libya-Tunus-Yemen Bahar operasyonlarına karıştık.
Dış politikayı elimize yüzümüze bulaştırdık, yetkililer olabilir dediler.

Sabır istedik yüce Allah`tan. Terörist başı Karayılan`ı İran`da yakaladılar. Türkiye ile pazarlık yapılarak serbest bırakıldı. Barış süreci denildi, inşallah bu sefer iyi olur dedik. Taviz üstüne taviz verildi. Bildikleri bir şey var ki, yapıyorlar dedik.

Güneydoğu`da şehir isimleri sokak ve cadde isimleri Kürtçe ile değiştirildi. Bayrağımız piyasada hiç yok. Ne olduğunu bilmediğimiz, barış sürecidir dedik, yuttuk.

Anadilde eğitim dediler, Kürtçe Tv kuruldu, olsun isteyen dinler , inşallah sonu iyi olur dedik.

TC kelimesi tabelalardan indirildi. Okullardan Andımız kaldırıldı.

Hoca efendi –iktidar, derin devlet savaşlarını yaşadık.Yaşamaya da devam ediyoruz.

Su yolunu bulur dedik. Düzelir inşallah diye bekliyoruz.

Soma faciasında 300 insanımızı kaybettik,

Kaderdir dediler, hepimizi deli ettiler. Üç günlük yas, tuttuk, Üç yüz kişiyi çoktan unuttuk. Vizesiz gidilen ülkeler sayısında, her gün artışlar oluyor, ne güzel. Ama Doğu ve Güneydoğu`ya vizesiz gidemez olduk. Doğu da teröristler yolu kesiyor kimlik sorgusu yapıyor, gözümüzün bebeği askerlerimize taş atılıyor, molotof atılıyor, mermi atılıyor seyrediyor askerimiz, polisimiz, süreç onun da elini kolunu bağladı.

O bölgeye hizmet veren Devletin iş makineleri yakılıyor. Garnizon komutanlığındaki Türk bayrağı indiriliyor, bir ulusun namusuna dil uzatılıyor. Asker seyrediyor, vursa bir bela, neden vurdun, süreci baltaladın diyecekler, vurmasa yine öyle.

Önce, vurmalıydın diyenler oldu, milletin gazını aldılar, iki gün sonra iyi ki vurmamış demeye başladılar.

Taliban uzantısı IŞİD sınırlarımızın hemen yanı başında Musul başkonsolosluğumuzu basıp tüm görevlileri esir alıyor, bir o kadar da Türk ellerinde. Alıkonuldu deniliyor, rehine değil. Dünyanın gözü önünde hunharca insanlar öldürülüyor.
Basın bu konuda yazı yazmasın, deniliyor. İyi de nereden öğreneceksin sağlıklı bilgiyi? Basın yazmazsa, olan biteni hiç duyamayacaksınız ya.

Sabır etmekten başka bir çaremiz yok galiba. Hep böyle savaş ve kavgalar olacak değil ya. Güzel günler de gelir inşallah. Barışın ve huzurun hakim olduğu bir dünyada yaşamak dileğimle, kalın sağlıcakla.