Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Ahmet SEZGİN


ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK


“Kaldırımlar”, “Çile”, “Sakarya Türküsü”, “Zindandan Mehmed`e Mektup” isimli muhteşem şiirleriyle tanınan, Şair-Yazar- Gazeteci-Fikir ve Dava Adamı Necip Fazıl Kısakürek aramızdan ayrılalı 32 yıl olmuş.

Necip Fazıl; “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak,/ Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak!” diye fildişi kuleden meydanlara inip “mâsum Anadolu`nun saf çocuğu” olan Müslüman Türk milletinin haykıran gür sesi, “hor, öksüz ve büyük bir dava”nın yılmaz savunucusudur. O, “cemiyetin rahminde doğum sancısı” ve “mukaddes emanetin dönmez davacısı”dır.

Büyük mütefekkir Necip Fazıl, “kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemine ciğerinden kan çekerek yırtınan, paralanan” bir sanatçıdır.

Yüzyılda bir eşine rastlanan bir deha olarak, açtığı Büyük Doğu bayrağıyla “altın bir nesil” yetiştiren Necip Fazıl, bu milletin gözünde “şairler sultanı”dır. Yedi Güzel Adam Şairi Cahit Zarifoğlu`nun ifade ettiği gibi Necip Fazıl: “Beş on kişiyi değil, nesilleri okutmuştu. İki-üç nesil sürdü onun öğretmenliği. Bugünkü anlamda İslâmî duyarlığın temelini, tohumunu o attı. Kuruyan çeşmeler onunla yeniden gür sularını akıtmaya başladı. (…) Öyle bir kaynaktı ki kim gidip ağzını dayasa içecek bir şey vardı. Bütün bu insanları birleştiren, onda kaynaştıran şey ise İslam`dı.”

Anadolu`yu kürsü yapan, 1967 yılında Terme`de de (eski garajın yanında) tarihi bir konferans veren Necip Fazıl`ın çok sevdiğim şiirlerinden seçtiğim bir güldesteyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Eyvah, eyvah, Sakarya`m, sana mı düştü bu yük?

Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!”
(Sakarya Türküsü)

“Mehmed`im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”
(Zindandan Mehmed`e Mektup)

“Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!”
(Muhasebe)

“Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!”
(Destan)

“Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.”
(Beklenen)

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
(Utansın)

“Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...”
(Canım İstanbul)

“Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?”

“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es...”

26 Mayıs`ta doğup 25 Mayıs`ta vefat eden üstad Necip Fazıl`a Allah`tan rahmet dileğiyle...