Ustanın ustalığı

Usta, işinin ehli olan kişiye denir. Motor ustası, kaporta ustası, demir ustası gibi.
Ustalık adeta bazılarının üzerine yapışır. İşi bıraktıktan sonra bile usta diye anılırlar. Ustalık artık onun unvanı olmuştur. Bu unvan bir miras gibi evlâtlarına da geçer. Çocuklarını tanıtmak için “İbrahim Usta'nın Mehmet'i” derler.
Bir mesleği icra eden kişilere seslenirken 'usta' desem de her meslek erbabını usta sayamıyorum. Gerçek usta, yaptığı işe ustalığını katan kişidir. Kaş yaparken göz çıkarmayan kimsedir. Ekmek, fırınlarda yapılır ama her ustanın yaptığı ekmek aynı kalitede olmaz. 
Eski garaj mevkisinde Meyvelik Sokağın devamı olan ve Garaj Camisi'ne kadar uzanan bir yaya yolu vardır. Vatandaşın geçmesi için ayrılmış olan bu yolun bir bölümünü Divan Restoran kapatmış bulunuyor. Bu nasıl olmuş, işin aslını bilmiyorum. Belediye ile onların arasında. Benim değinmek istediğim konu, ustanın ustalığı ile ilgili.
Belirtilen yolun, Yeni Hal Sokakla buluşan bölümünde 3-5 metrelik topluma açık bir alan var. Yaya kaldırımı diyebileceğimiz bu yolun bir bölümü Evce Kuaför'ün önüne denk geliyor. Biraz yağmur yağsa burası göl haline geliyor. Neden derseniz, yapan usta buraya ustalığını yansıtamamış. Kaldırıma düşecek yağmur suyunun yola akması için kaldırımın yol tarafını 1-2 cm daha eğimli yapacak yerde tam tersini yapmış. Kaldırımın kenarları yüksek, ortası çukur kalmış!
Aynı durum Atatürk Caddesi kaldırımlarında da var. Kaldırımın kenarı, ortasından daha yüksek olduğu için, yağmur suyu yoldaki kanala akacak yerde kaldırımın ortasında toplanıyor. Haliyle pek derin olmayan bir gölde(!) yürümek zorunda kalıyorsunuz. Bunu yapan usta da bir kaldırım yapmış ama öyle bir kaldırım işte. 
Geçen Cuma (14 Ağustos) öğleden önce evimizin bulunduğu bölgede, bir arızanın onarımı için su kesintisi oldu. Bu sırada bir iş için dışarı çıkmıştım. Saat 11.15'de eve döndüğümde suyun salındığını fark ettim. Su ama nasıl su?
Musluktan adeta çamur akıyor. Bunu söylemek zorunda kaldığım için özür diliyorum, klozeti temizlemek için tahliye düğmesine basınca klozetin içi çamurla doldu. İşte o zaman ustanın ustalığı aklıma geldi.
Tamirat sonrası musluktan bir miktar bulanık su akmasına alışmıştık ama bu kadarına ilk defa şahit oluyordum. Bizim ev arıza yerine 3-400 metre mesafede ve beşinci katta. Onarım sırasında boruya geçen çamurlu su, yol boyunca diğer apartmanlara sapmamış. Alt katlarda da durmamış; hedefi bizim ev imiş gibi doğrudan 5'inci kata çıkmış!
Elbette işin aslı bu değil. Çamurlu suyun, adres arar gibi diğer apartmanlara sapmayıp direkt bizim binaya girmesi mümkün mü? Su şefini aradığımda, “Sizden başka şikâyet eden olmadı” dedi. O ana kadar ya benden başka musluğu açan olmadı ya da herkes aynı durumdaydı ama kimse ilgilileri arayıp durumu bildirmedi. 
Cuma namazına gittim. Saat 15.00'e doğru eve döndüm. Çamur değilse bile su halâ bulanık akıyordu. O su ile yüzümü bile yıkayamazdım.
Peki, bunu önlemenin çaresi var mıydı? Usta bir şey yapabilir miydi?
Gerçek usta yapar, yapmalı da.
Bir iki kere su arızasının tamirini seyrettim. İşin nasıl yapıldığını gördüm. Tamamını anlatmak uzun sürecek, kısaca söyleyeyim. Su boruları biliyorsunuz yer altında. Arızalı boruya ulaşmak için toprağı kazacaksın. Kazdığın çukura haliyle patlak borudan akan su dolacak. Buna normal su değil de çamurlu su demek daha doğru olur. 
İşte bu aşamada usta akan suyu kestikten sonra çukurda biriken çamurlu suyu tamamen boşaltmalıdır. Eğer tam olarak çamurlu suyu boşaltmadan onarıma başlarsa, az veya çok borulara bulanık su dolacaktır. Eğer ustalar, “Borulara çamurlu su dolmasının sebebi bu değil. Onarım sırasında önlememiz mümkün olmayan şu sebeple çamurlu su borulara doluyor” diyorlarsa onu da bilmek isterim.
Umarım her alanda, ustalığı işine yansıtabilen ustalarla karşılaşırsınız.