Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Zeki ORDU


UZAKTAN MENDİL SALLA

UZAKTAN MENDİL SALLA


UZAKTAN MENDİL SALLA

Her sene daha şubat ayı girer girmez yazılı ve görüntülü basın ile sosyal medyada “sevgililer günü” adı verilen günde hangi hediyeleri almamız gerektiği hususunda yayınlar yapılıyor.

Artık yılın 365 günü mutlaka bir şeye “tesadüf” ediyor. Yılın bütün günleri hemen hemen dolmak üzere.

Gün denildi mi akla gelen ilk şey hediye. Bazı imkânsızlıklar yüzünden hediye almamış olanlar da evlerinde hesap verdikleri de vaki. Bu hesabı veren kişilerin cinsiyetleri hakkında bir şey söylemeye lüzum yok.

Bu yazımızda sevgi üzerinde bir şeyler söylemek istiyorum.

Sevginin alameti gerçekten bir hediye midir? Mesela 12 Şubatta hediye almış biri, 14 Şubatta hediye almasa hediyesi geçersiz mi olur? Yahut 15 Şubatta hediye alsa, geç mi kalınmış sayılır. Yani “Çekirge sürüsü” gibi sıradan ve sürüden biri olmak için illa bahsi geçen tarihte mi gösterilmeli sevgi?

Şimdi “İlla hediyeye lüzum yok bir çift tatlı söz de hediye” demeyin sakın! Bu ülkede 364 gün hediye alıp sevgisini her an gösteren kişi sadece 14 Şubat günü kurala uymasa bile yiyeceği zılgıtı bilen bilir.

Popüler kültürün ve kapitalizmin dayatması sonucu burjuvazi bir hayata özendirildi insanlar.

Bir Artvin/ Şavşat türküsünde “Yakına gelemezsen/ Uzaktan mendil salla” diyor. Uzaktan mendil sallamak... Yani sevdiğine sevgisini göstermek. Bütün hediye bu kadar.

Aslında o sallanan şey mendil değil, gönüldür.

İşte o “gönlü” yerle bir etmeden “Tüketim toplumuna” geçmemiz mümkün değil. Zaten bu aşınmanın başı “Sevgi karın doyurmaz”la başlamadı mı?

Sevgi ruhu doyurur. Ruhu doyan birinin açlık ile imtihanı olmaz. Sadakatin başı önce ruhun doymasıdır. Zaten “Gözü aç ile karnı tok olanı doyurmak mümkün değildir.”

Eskiden bir yastığı kırk yıl kullananlar vardı. Daha sonra kırk aya indi. Korkulur ki kırk güne inmesin.

Adı geçen Artvin/ Şavşat türküsünde “ Kurban olam Şavşat’a içinde yâr sesi” var diyor. Şu ifadeye bakar mısınız? Şavşat’ın sevilme sebebi içinde “yâr” olmasından. “Mademki yâr Şavşat’ta, öyleyse burası sevilir” diyor türküyü yakan.

Yine aynı benzerlikte “Urfa’yı Hakk korusun/ bir yârim var içinde” diyor. Bir ilin korunması için edilen duanın sebebi içinde bir “yâr” olması.

Peki, sizce Şavşat ve Urfa bir yâr için seviliyorsa; bunu sevgi kaç hediyeye değer? Soruyu şöyle sorayım: “Sadece bir gün hediye alan bir kişinin hediyesi türküde geçen sözlerden daha mı değerli?

Ne demiş Fuzûlî: “Can nedir ki vermiyem cananıma…” Canı, canana vermeye minnet sayan bir neslin ahfadı olamaz günümüzdekiler.

Cananını candan sevenlere selam olsun. Bizim için her gün “gönül” günü…