Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Yılmaz İMANLIK


VAKİT GELDİĞİNDE GİTMELİDİR ŞAİR


Yine yol göründü be şair, hadi git!
Her ayrılık yeni bir şiir, yeni bir ümit?

Zaman olduğu yerde durur mu ki şair dursun? O da sürekli akan, kendini taştan taşa vuran sular gibi durmadan ´gitme´ler taşır kaleminde. Ulaşmak istediği yer bazen ´Acılar Denizi´ bazen de adını bilmediği sonsuz bir okyanustur.

Şair, içinde dalgalar taşır hep; ama bunu kimse göremez. Dalgaları yüreğinde taşıyabilmek yalnızca şairlerin başarabileceği bir iştir. Dalgalar kalbine acı vermeye başladığında bazen gözyaşı bazen de kaleminin mürekkebi olarak dökülür içinden, mısralara yârenlik eder.

Vakit geldiğinde gitmelidir şair?

Önce şiirlerin boynunu büker kalmak.

Zamansız kopar fırtınalar. Ve bu fırtınalara en çok şair aşinadır. Yârenlik ettiği dostlarının sevgisini taşır yüreğinde. Ancak hayatında kurumuş yapraklar gibi duygusuz, sevgisiz ve acılara yabancı insanları dökmek için çaba sarf etmeye gerek duymaz.

Zamanı gelince onlar kendiliğinden düşer toprağa. Onların yerine yeni filizler verir hayat ağacı.

Vakit geldiğinde gitmelidir şair?

Nasıl gidiyorsa mevsimler öylece gitmelidir.

Geceyi nasıl öpüyorsa gündüz, öylece öpülmelidir yollar. Ve yollar hiç bitmeyen bir çile yumağıdır şairin gönlünde. O yumakla yaşamayı ancak şairler başarır.

En çok sonbahara âşıktır şair. Sonbahar rüzgârı hızlandırır ayrılıkları. Kurumuş yapraklar gibi şairin avuçlarında ufalanır zaman. Zaman mefhumu anlamını yitirir. Şairin kalemi belirler geceyi de gündüzü de.

Her ayrılık yeni kıvılcımlarla yeni yangınlar çıkarır şairin gözlerinde. Bu yangın bazen bütün ruhunu sarar. Yangınlarla yaşamayı, alevlerin içindeki çiçekleri görmeyi yalnızca şairler başarır.

Her tomurcuk yeni bir şiir, her şiir yeni bir dünya demektir şair için.

Vakit geldiğinde gitmelidir şair?

Gitmelidir ki dile gelsin şiir?