Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Selim EROĞLU


VATAN ŞAİRİ NAMIK KEMAL

VATAN ŞAİRİ NAMIK KEMAL


Asıl adı Mehmet Kemal olan, ‘’Namık’’ adını ise Şair Eşref Paşa’dan alan Namık Kemal , 21 Aralık 1840’ta 2. Abdülhamit’in müneccimbaşısı ve vatanperverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı Yenişehirli Mustafa Asım Bey ile Fatma Zehra Hanım’ın çocukları olarak Tekirdağ’da dünyaya geldi. Annesi Fatma Zehra Hanım’ı 1848’de kaybedince çocukluğunu Tekirdağ Valisi dedesi Abdüllatif Paşa’nın yanında, Rumeli ve Anadolu’da geçiren Namık Kemal, Afyon Müftüsü Buharalı Hacı Velid Efendi’den gördüğü eğitimin yanı sıra özel derslerle de Arapça ve Farsça’yı da öğrendi.

Afyon Mevlevi Tekkesi neyzenbaşı Coşkun Dede’den edep usullerini öğrenen Kemal, Mart 1853’te Kars Kaymakamlığına tayin edilen dedesiyle bu şehre gitti. Kemal, Kars’ta kaldığı 1,5 yılda Karslı şair ve müderris Vaizzade Seyyid Mehmet Hamit Efendi’den tasavvuf ilmini, divan edebiyatını öğrendi. Hocasının teşvik etmesiyle ilk şiir denemelerini kaleme aldı. Vahdet-i Vücut felsefesini ve Muhiddin Arabi’yi , Mevlana’yı inceleme imkanı buldu. Kara Veli Ağa adında kır serdarından avcılık, atıcılık, cirit oyunu dersleri aldı. Babasının Filibe şehrine Mal Müdürü ve dedesinin Sofya Kaymakamlığına atanmasıyla Buraya giden Namık Kemal , 16 yaşındayken Niş Kadısı Mustafa Ragıp Efendi’nin kızı Nesibe Hanım ile evlendi. Feride, Ulviye ve Ali Ekrem adlarında üç evladı oldu. Sofya’da evlerine ziyarete gelen dedesinin arkadaşı, şair Binbaşı Eşref Bey, şiirlerinin okuduktan sonra bir mahlasname düzenleyerek asıl adı ‘’ Mehmet Kemal ‘’ olan usta edebiyatçıya ‘’ Namık’’ ismini verdi.

Edebiyatta batılılaşmanın ilk adımını atan İbrahim Şinasi ile tanıştı ve ‘’ hak, millet, vatan, hürriyet, millet meclisi’’ gibi kavramları daha sık kullanmaya başladı. Şinasi’nin çıkardığı ‘’ Tasvir-i Efkar’’ gazetesinde fıkra ve tercüme yazıları kaleme aldı. Şinasi’nin 1865’te Fransa’ya gitmesi üzerine, kendisine bıraktığı gazeteyi tek başına çıkarmaya başlayan Namık Kemal, kuruluşu 1865’e dayanan ve daha sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan ‘’İttifak-ı Hamiyet’’ adlı gizli cemiyete katıldı. Bunun yanı sıra ‘’Tasvir-i Efkar’’ gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazdı.

Fransız hükümetinin Genç Osmanlılar’a ülkeyi terk etmelerini söylemesi üzerine Londra’ya geçen Namık Kemal ve arkadaşları 1868’de Mustafa Fazıl Paşa’nın maddi desteğiyle Ali Süavi ile ‘’Muhbir’’ ve ‘’Hürriyet’’ gazetelerini çıkardılar.

Namık Kemal, çeşitli anlaşmazlıklar sonucu, Avrupa’da desteksiz kalınca 1870’de Zaptiye Nazırı Hüsnü Paşa’nın daveti üzerine İstanbul’a döndü.

Sadrazam Ali Paşa’nın ölümünden sonra Ebüzziya Tevfik Bey’le birlikte 1872’de ‘’ İbret’’ gazetesini çıkaran Namık Kemal’in muhalif yazılar yazdığı için gazetesi kapatıldı ve mutasarrıf olarak Gelibolu’ya atandı.

Usta yazar burada ‘’ Vatan Yahut Silistre’’ piyesi ile ‘’Evrak-ı Perişan’’ adlı eserlerini tamamladı. Namık Kemal, Kaymakamlık vazifesinden azledilince 1873’te İstanbul’a döndü ve sonra tiyatroyla ilgilenmeye başladı.

‘’Vatan Yahut Silisre’’ piyesini Gedikpaşa Tiyatrosu’nda 1 Nisan 1873 gecesi sahneleyen şair, oyunu izleyenlerin galeyana gelip olay çıkarması üzerine birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı ve Magosa’ya sürgün edildi.

Namık Kemal, ‘’eğlencelerin en faydalısı’’ olarak nitelediği tiyatroyu, halkın bilinçlendirilmesinde bir mektep gibi gördü.

Sırasıyla, 1879’da Midilli, 1884’te Rodos ve 1887’de Sakız Adası kaymakamlığı yapan şair, yakalandığı ‘’zatürre’’ hastalığından kurtulamayarak 2 Aralık 1888’de 48 yaşında iken vefat etti.

Vefatının ardından Sakız Adası’nındaki bir caminin haziresine defnedilen Namık Kemal’in naaşı, vasiyetine uyularak Ebüzziya Tevfik’in padişaha müracaatı üzerine Gelibolu’ya nakledildi.

Büyük vatan şairi Namık Kemal’i vefatının 133. senesinde rahmetle anıyorum.

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

‘’Edebiyatsız bir millet, dilsiz insan gibidir.’’

Namık KEMAL