Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Hasan ÖZDEMİR


YAĞDIR MEVLAM SU


Su, vücudumuzun üçte ikisi aslında. Yeryüzünde vazgeçemeyece-ğimiz iki nimetten biri. Yaşantımızı de-vam ettirebilmemiz için olmazsa olmaz diyebileceğimiz nimet. Adını şarkılara ve türkülere nakşettirmiş tüm canlıların yaşam kaynağı. Yağdır Mevla´m su, Yağsın yağmur çisil çisil, Yağmurun sesine bak, Su kasidesi, Su gelir güldür güldür, Sular akar arkın arkın, Yağmur gözlüm gibi daha nice türkü ve şarkılar.

Rahmetli cumhurbaşkanımız Demirel´e sorarlar; petrol mü daha değerli, yoksa su mu? diye. Hiç düşün-meden ve tereddüt etmeden cevap verir. Su, der. Petrolü içemezsiniz ki der ardından. Evet petrolsüz yaşarsı-nız ama susuz asla.

İnsan için kan dolaşan damar-ları neyse; dünyanın da damarları olan nehirler ve dereler aynıdır. O zaman, o damarları tıkamamamız gerekmez mi?

O nehir yataklarına yerleşim alanlarını yapmamak, yaptırmamak lazım değil mi?


Yoksa, doğa böyle aniden kalp krizi geçiriverir, o durumda bize de olan oluyor tabi?


Devlet dediğin, planlama yapar. O planlamayı da disipline ederek uygular.


Ama nerde? İşte bizde de oldu-ğu gibi Artvin´de yaşananların vahame-ti ortada, acılar yürekleri dağlıyor?


?Aniden yağdı da. Bir bölgeye düşecek yağmur bir kasabaya düştü de, bir metre kareye şu kadar geldi de falan filan? şeklindeki bildik ucuz gerekçelerle suçun kime yıkıldığına bakalım. Bunlar asla mazeret değil.


Dere yatakları sanayi merkez-lerine dönüşmüş. Terme´de olduğu gibi tesisler, düğün salonları, otoparklar, halı sahalar ve konutlar sağlı sollu yapılmış, köprüler plansız dikilmiş, sonra da kendim ettim kendim buldum diyeceğimiz yerde suçlu aramaya kalkıyoruz. Bizim beylik laflarımız da zulada hazırdır o zaman.


Canım, ?Olacağa çare bulun-maz? diyeceğiz.Hiç bir kötülük Allah´tan değildir.


Allah o Kuran´da, ?Hiç akıl etmez misiniz? Aklınızı çalıştırmaz mısınız?? diyerek sık sık uyarılarda bulunur. Özellikle son yıllarda ardı ardına yaşanmakta olan bu olayları yok saymayı, savsaklamayı, ya huy edindik; ya da kadere bağladık. Sonra; sonra da oturduk halimiz ağladık.


Sen suyun yatağına yerleşmiş, sermişsin döşeğini, 3-4 katlı binayı da yapmışsın, bu durumda nereye gide-cek bu mübarek? Toprağın altından gidemiyor, dikine gidemiyor, bizim iste-diğimiz gibi de yağmıyor, ne zaman ders alacağız bilmiyorum ki?


Allah hepimize akıl fikir versin. Bütün insanlık alemini bu tür olaylar-dan esirgesin. Kalın sağlıcakla.