Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Yılmaz İMANLIK


YAĞMUR KOKUSU


Ah bu yağmur!

Yine yârimin saçlarına yazdığım şarkıyı çalıyor bu gece. Öyle delişmen, öyle çılgın, öyle aşk kokulu?

Usta bir orkestrayı andırıyor gökyüzü. Her yıldızda aynı keman sesi. Bulutların saçlarında tüllenen melodiler köpük köpük olup yüreğime akıyor. İçimde ak köpüklü şelaleler dans ediyor şimdi. Kalbimin duvarlarını döven dalgalar yavaş yavaş uysallaşıyor.

Yağmur damlalarını bir bir topluyorum sen kokuyor diye. Avuçlarım hep seninle dolu. Sen taşıyorsun her yerimden. Nefesin damlıyor kirpiklerimden.

Saçlarımda parmaklarının izi, dudağımda bana hediye ettiğin parçalanmış sıcacık yakamozlar?

Ah bu yağmur!

Sensizliğin bütün pasını silip alıyor bedenimden. Gecelerimden, rüyalarımdan, hayallerimden? İçimi seninle doldurup yıldız yıldız parlatıyor.

Beni hiç ıslatmıyor aslında. Sadece her yanım seninle doluyor. Bu benim için en güzel ödül.

Her şimşek çakışında gözlerin geliyor aklıma. Işıltılı bir dünyaya açılan o sihirli kapılar. İçimde un ufak olan yıldızlar, yakmıyor içimi sensizlik acısı kadar.

Ah bu yağmur!

Senin kadar nazlı, senin kadar zarif, senin saçların kadar düzgün? Öyle usulca, kimseyi rahatsız etmeden hatta beni rahatlatmak için yağıyor. Sana özeniyor belli. Gözyaşlarının sessizliğine özeniyor. Çiy taneleri toprağı ne kadar çok öperse o kadar çok acıyor dudakları. Billur bir avizeden süzülen ışık huzmeleri gibi. Billur avizeler hep ulu mabetleri süslemez ya bazen senin gözlerini de süslüyor işte. Gözyaşlarını avuçlarımda biriktiriyorum toprağa düşüp parçalanmasın diye. Kalbini nasıl koruyorsam öyle.


Fırtınalara kapılıp gitmek istiyorum bazen; çünkü onlar saçlarının kokusunu getiriyor bana. Gözlerimi kapatıyorum, senin olduğun bir mevsimin en güzel yerinde açıyorum. Orada bütün güller sen kokuyor?