Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Nazmi KILIÇ


YAŞADIKLARIMIZ


Moğol İmparatorluğu´nun kurucusu Cengiz Han´ın torunu olan Hülagü Han, zamanın birinde Bağdat´ı ele geçirip şehri baştan sona yağmalar. Kimi kaynaklara göre bu yağmalama esnasında dört yüz bin kişinin de katledildiği söylenir. Bağdat şehrinde bulunan her biri asırların emeği olan Camileri, Sarayları, Kütüphaneleri Hülagü Han´ın ordusu tarafından adeta yerle bir edilir.

Bu zalim hükümdar haber gönderir. O beldede bulunan en büyük alimlerinden birisiyle görüşmek istediğini söyler. Bu ahalide yaşayan hiç bir alim bunca zulmü yapmış Hülagü Han´ın karşısına çıkmak için gönüllü olmazlar. Sonunda Kadıhan isminde, daha sakalı bile terlememiş genç bir medrese hocası Hülagü Han´la yapılacak bu görüşmeye gitmek için gönüllü olur.

Kadıhan Hülagü Han´la görüşmeye giderken yanına semiz bir deve, bir keçi bir de horoz alır. Genç alim nihayetinde Hülagü Han´ın karargahına varır. Genci tepeden tırnağa şöyle bir anlamlı şekilde süzen Hülagü genç alime ´´ Karşıma çıkarmak için bula bula seni mi buldular ´´ diye sorar.

-Kadıhan, görüşmek için iri kıyım biriyle görüşmek istiyorsan dışarıda semiz bir deve var. Eğer sakallı biriyle görüşmek istiyorsan dışarıda böyle sakallı bir keçi var. Yahut sesi gür biriyle görüşmek istiyorsan dışarıda sesi gür bir horoz var. Şayet bunlardan biriyle görüşmek istiyorsan istediğini çağırtabilirsin diyor. Hülagü Han karşısındakinin boş biri olmadığını anlayınca söyle bakalım, der.


-Beni buraya getiren sebep nedir?


-Genç alim cevap verir; (çok anlamlı) Senin buraya gelmemize vesile olan bizleriz. Bizlerin ortaya koyduğu ameller seni buraya getirdi. Allah´ın bizlere vermiş olduğu o güzelim nimetlerin, kıymetlerin değerini bilemedik. Zevke, sefaya ve eğlenceye daldık. Makam, mevki, mal ve mülk peşinde koşturup durduk. Allah da nimetlerini geri almak üzere seni bizim için gönderdi.


-Bunun üzerine, Hülagü Han, söyle bakalım beni buradan kim gönderebilir diyerek ikinci sorusunu soruyor.


-Kadıhan cevap veriyor, şayet bizler özümüze döner, bize verilmiş olan varlıkların ve nimetlerin kıymetini bilir, birbirimizle uğraşmaktan da vazgeçersek işte o zaman sen buralarda asla ve asla duramazsın.


Hülagü Han karşısında duran genç alim, Kadıhan´ın ne demek istendiğini gayet net bir şekilde anlaşılmıştır. İşin aslı yaşadıklarımız, hak ettiklerimizdir.


Elbette tarih ders alabilenler için birçok hadiselerle doludur. Yeter ki biz bu derslerden nasibimizi almasını ve yaşantımızda uygulamaya koymasını bilelim.


En önemlisi birbirimizle uğraşmayı bırakacağız. Birbirimizi Allah için ve Allahın rızasını kazanmak için seveceğiz. Bize verilen eşsiz nimetlerin kıymetini bilemez nankörlük yoluna saparsak akıbetimizin ne olacağını, nasıl olacağını ancak Allah bilir.


Günümüz insanının en büyük sıkıntısı bireysellik ve bencilliktir. Herkes kendini düşünür, kendi heva ve hevesleri için hayat sürerse hangi felaketi yaşayacağı belli olmaz. Birlik ve beraberliğe son derece önem veren İslam dininin mensuplarının dağınıklığı, perişanlığının tek nedeni budur. Rabbim İslam alemindeki bu dağınıklığın giderilmesine vesile olacak hizmetleri hakim kılsın inşallah. Sağlıcakla kalın.