Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


YAŞANMIŞ BİR İYİLİK HİKAYESİ


Hadiseyi, özü sözü bir dostumdan dinledim. Bizzat şahit olmadım. Doğruluğuna, kaynağına binaen, adım gibi eminim.
İyilikleri çoğaltmak, kötülükleri azaltmak lazım.

Ancak böyle çıkarız, karanlıklardan aydınlığa.
İnsanlar, gördüğü kötülüğü yedi kişiye; gördüğü iyiliği ise bir kişiye anlatırlarmış, deseler de ben öyle yapmayacağım. Gördüğüm, duyduğum iyilikleri en az yedi kişiye anlatmaya devam edeceğim.

Anlatacağım olay , Termelilerce ve Terme´de yaşanmıştır . Aynen vakidir.
Kahramanımızın çocukluğu, çoğumuz gibi, fakr u zaruret içerisinde geçer. Bu zaman zarfında iyilik de görür, kötülük de. Yapılan kötülükleri unutmuş mudur bilinmez ama yapılan iyilikleri unutmadığı bir hakikat.

Çocukluğunda köyden şehre gelince , zaman zaman çok sevdiği teyzesinin yanında kalır . Teyzesi ,onu kendi evlatlarından ayırmaz. ´´Teyze ana yarısıdır´´ sözünü doğrular şekilde davranır. Öğle ki kendisini bu evin bir evladı gibi görür.

İnsan, doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar, derler. Yaşı kemale erince, çoğu hemşehrimiz gibi rızkını aramak için gurbetin yolunu, İstanbul´un yolunu, tutar. Çalışır , çabalar, maddi olarak epey mesafe kat eder. Yıllar geçtikçe hep üzerine bir şeyler koyar. Cenab-ı Allah çalışana verir. Çalışır ve karşılığını alır. Memleketle de irtibatı hiç koparmaz. Fırsat buldukça sıla-i rahim yapar. Hem sevap kazanır, hem hasret giderir. Fakir olarak ayrıldığı sılasına zengin olarak döner.

Memlekete her gelişinde, çocukluğunda hep iyiliğini gördüğü, anası kadar sevdiği teyzesini de ziyaret etmeyi hiç mi hiç ihmal etmez. Elini öper, hal hatırını sorar ve hayır duasını alır. Karşılıklı memnuniyet artarak devam eder.

Teyzesinin maddi olarak hiçbir sıkıntısı yoktur. Çoluk çocuğu bir dediğini iki etmemektedir. Ana-baba hakkının ne demek olduğunu çok iyi bilen evlatları, analarının her ne isteği varsa anında yerine getirmekten imtina etmezler.

Zaman çok çabuk geçer. Hemşehrimizin yaşı neredeyse yetmişine merdiven dayamıştır. Teyzesi ise seksenini devireli çok olmuştur.
Yine teyzesini ziyaret eder. Elini öper, hayır duasını alır.

Devir değişmiş, Terme´ye hayatı oldukça kolaylaştıran doğalgaz gelmiştir. Bakar ki teyzesinin evinde bu nimet yok, hala odun- kömür sobası var. Bir an aklına çocukluğu gelir. Kendisi için teyzesinin o zor zamanlardaki fedakarlıkları gelir. Anında teyzesinin evine doğalgaz döşetmeye ve bağlatmaya karar verir.

Teyzesinin oğulları, ilk başta ´´el alem ne der´´ diye pek sıcak bakmazlar.
Verdiği cevap manidardır:
´´ Benim bu yapacağım, teyzemin bana yaptıkları karşısında devede bir kulak bile değil. Sevabıma mani olmayınız. Bu sevaba , ben nail olmak istiyorum. Siz, zaten yapacağınızı yapıyorsunuz. Lütfen yanlış anlamayın ve bunu bana çok görmeyin´´ der.
Onların da rızasını alarak anında kararını uygular. Gönül huzuru içerisinde İstanbul´a işinin başına döner.
Teyzesinin her zamanki duasını almayı ihmal etmez.
İsim mi? İnanın ben de bilmiyorum.
İsim o kadar da önemli olmasa gerek.
Bu hikayenin kahramanı biz de olabiliriz. Bugün değilse yarın. Neden olmasın.?
Yeter ki iyilik yap, er geç seni bulur.
Ne demiş atalarımız:
´´İyilik yap, denize at; balık bilmezse Halık bilir.