Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Hasan ÖZDEMİR


YAZIK DEĞİL Mİ?


Emekli olalı neredeyse altı yıl oldu. Daha dün gibi. Zaman ne de çabuk geçmiş diyorum kendi kendime. Bu altı yıllık dönemde hastanelere daha çok gider olduk. Hastalıklar yakamıza yapışmadan kontrol amaçlı da olsa doktor kapılarını aşındırmaya başladık.Önemli olan, hastalık kapıyı çalmadan önlem alabilmek. Kapıya gelince geri göndermesi gerçekten de zor oluyor.

            Hastaneye giderken zaman zaman dolmuşlara da biniyorum. Dolmuşlar  Evci ve Yalı mahallesine ait. Hepside yeni alınmış araçlar. Vatandaşa hizmet için gidip geliyorlar, köstebek yuvasını andıran yollarda. Hele hele Anafartalar caddesinin Gül kent sitesine bağlı olan yolun beş yüz metrelik kısmında birinci vitesten fazla gidemezsiniz. Bu 5-6 yıldır böyle. Şoförler çukurlara girmemek için adeta zikzak çiziyorlar o bölgede. Birinci vites demek her gün daha çok enerji kaybı, her gün daha çok israf demek değil mi? İnşallah 5-6 yıldır tamamlanamayan bu yolları yetkililer, en kısa zamanda bitirmek çaba sarf ederler. Ne de olsa bu araçlar da milli servettir değil mi?

            ÖRNEK DAVRANIŞ

            Bu yazıyı kaleme almama neden olan asıl konu, dolmuş şoförlerinden birinin aracını durdurup, başka bir araçtan düşen komple stop lambası kitini caddeden alıp yol kenarındaki bahçe direğine asmasıydı aslında. Belli ki yolun bozuk olmasından düşmüştü. Yalı Mahallesi dolmuşlarından biriydi. Genç, terbiyeli ve dürüst bir evladımızın bu davranışı beni çok etkiledi. Teşekkür ettim kendisine bu davranışından dolayı. Sakarlı veya Kozluk dolmuşlarından birinden düştüğü kesin, dedi. İnşallah görürler ve alırlar, diye de ekledi ardından.

            1970´li yıllarda Hacı Nusret Kambur´un dolmuşçuluk yaptığı yıllardaki bir davranışı geldi aklıma. Samsun-Ordu karayolunun tek şeritli olduğu yıllardı. Öndeki giden kamyondan düşen büyük bir kaya parçası yolun ortasında kalıvermişti. Yoğun bir trafik de yoktu aslında. Benzin ve mazot kıtlığının had safhada olduğu dönemlerdi. Ev tüpüyle çalıştırmayı başardığı 1965 model Chevrolet marka aracını yol kenarına çeken Nusret Ağabey, kaya parçasını alıp aşağıya atarak yoluna devam etmişti. İnsanlık dersi vermişti aslında bize. İnsanlar ölmesin, araçlar zarar görmesin derdi hep. Bu araçlar milli servet,derdi. Benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapar diye eklerdi bir de.

 

            BİR ÖNERİ

            Yeni hastanemizin yapımı hızlı bir şekilde devam ediyor. Yıl başına bitecek deniliyor. Çok da önemli değil yıl başı olmazsa, yaza biter. Emeği geçenlere başta ilçemizin evladı Kamuran Özden olmak üzere teşekkür ediyorum. Şimdiki hastane olan yer için ne düşünüyorlar bilemem. O bina umuyorum, mutlaka güzel bir şekilde değerlendirilecektir. Benim gönlümde yatan YAŞLILAR VE ENGELLİLER BAKIMEVİ olarak hizmet vermesinden yana. Çok büyük bir ihtiyacı gidereceğinden eminim.

            Daha güzel günlerde buluşmak dilimle?