Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Nazmi KILIÇ


YEDİ GERÇEK

Bir âlim yanında kalan talebesine ?Kaç yıldır benim yanımdasın, bu zaman süresince benden ne öğrendin?? diye sorar.


Bir âlim yanında kalan talebesine ?Kaç yıldır benim yanımdasın, bu zaman süresince benden ne öğrendin?? diye sorar. Talebesi hocasına minnetle ?20 yıldır efendim, hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.? Diye cevap verir. Hocası ?Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu yedi gerçek mi öğrendin, söyle bakalım ne öğrendin?? der. Talebesi bu kez:
-Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor. Ancak bunlardan hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.
-Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
-Baktım ki, insanların birçoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe tutulmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi O´na satıp, gönlümü yalnız O´nun sevgisine açtım.
-Devam et!
-İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak birçoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
-Devam et yavrum.
-Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı kendilerine zehir ediyorlar. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Gönlümü bu kirden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.
-Sonra?
-Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi elleriyle geliyordu. Bunu bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
-Doğru?
-Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artar bile.
-Ve yedinci?
-Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine? Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O´na sığınıp yalnız O´ndan yardım dilerim. Bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.
-Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu yedi gerçek etrafında döndüğünü tespit ettim.
Bilgiler zaman içinde değişir. Ama gerçekler hiçbir zaman değişmezler. Her zaman geçerliliğini korur. Bu gerçeklerden nasiplenebilmek umuduyla, sağlıcakla kalın.