Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Hasan ÖZDEMİR


YENİDEN MERHABA!

YENİDEN MERHABA!


“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Kanuni Sultan Süleyman

Sevgili okuyucularım, bir aylık zorunlu bir ayrılığın ardından, sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyim. Cihan sultanı Kanuni`nin dediği gibi, dünyada en önemli şeyin sağlık olduğunu, bir kere daha yaşayarak öğrendim. Allah kimseye şifası olmaya dert vermesin.
Hastalığım süresince hastaneye ve evime gelerek, telefonla arayarak, geçmiş olsun dileklerinde bulunan, tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

ANDIMIZA NE OLDU?
1933 yılından beri ilkokullarda okutulmakta olan andımız, demokratik açılımın kurbanı oldu galiba. 1960-1965 yıllarında ilkokulda okuduğum yıllarda, ben de andımızı söyleyerek büyümüştüm. Hem de karda, kışta , yağmurlu havada, ayaklarımız ıslak. Nerde böyle markalı ayakkabılar. Derby marka lastik ayakkabıyı buldun mu ohhh, dünyalar bizim olurdu. Yamalı ceket olsa o da iyi. 1972 yılından sonra andımızın sonuna, Atatürk`ün,“Ne mutlu Türk`üm diyene!” sözü ilave edilmişti. Sayın Başbakan ve bakanlarımız , hatta millet vekillerimiz de okul yıllarında bu andımızla büyüdüler. Çalışkan olmadılar mı? Küçüklerini koruyup, büyüklerini saymadılar mı? Hadi onu da bırakalım, on bir yıldır iktidarda olan yetkililer bir anda andımıza cephe aldılar. Neden acaba? Nedeni gayet açık. PKK ve onun meclis uzantısı olan BDP`liler öyle istediler de ondan. “Ben Türk değilim, ne mutlu Türk`üm diyemem, andımızı kaldıracaksınız,” dediler. Biz de beyefendilerin isteğini kuzu kuzu yerine getirdik. Peşinden, bir çok bahane de biz uydurduk. Andımız insanlar arasında ayırımcılığı körüklüyor , çalışkanım demekle bu iş olmuyor, çocuklar her sabah veya öğlen üşüyorlar gibi bahaneler.

2009 yılında Sayın Hüseyin Çelik`in bakanlığı döneminde, Diyarbakırlı bir vatandaşımız, andımızın kaldırılması hususunda dava açmıştı, Bakanlığın savunması aynen şöyle. “ 1933 yılından beri ilkokullarımızda okutulmakta olan andımız, ırk, renk, cinsiyet, dil, etnik köken temelinde hiçbir ayrım gözetmemektedir.” Okutulmaya devam edilecektir. Mahkeme de kararını bu yönde veriyor zaten. O zaman iktidarda başka birileri mi vardı acaba?

SIRADA “İSTİKLAL MARŞI”MI VAR ?
Gençliğe Hitabe genelde 19 Mayıslarda okunurdu. Yanında bir de, gençliğin Ata`ya cevabı olurdu. Gençler hep bir ağızdan söylerlerdi. Şimdilik İstiklal Marşı`nın sözleriyle birlikte okullarda ve resmi dairelerde, Atatürk`ün resminin iki tarafında asılı duruyor. Onun kaldırılması hususunda “ Ayet değil ya.” demişlerdi. Tabi ki ayet değil. Ama orada geçliğe verilmek istenen önemli mesajlar var. İstiklal marşı da soğukta , sıcakta, karda , yağmurda okunuyor. Yeni düzenlenen son şekliyle dinledim, gayet de güzel olmuş. Yarın , okunması zor , kimse beceremiyor, onu da kaldıralım derlerse, hiç şaşmam. Bunların istekleri bitmeyecek, bekleyelim görelim. Sarı öküzü aldılar ya, siz ne kadar açarsanız açın.
Kalın sağlıcakla.