Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


YEREL YAZARLARIN KİTAP FUARLARIYLA İMTİHANI

Yoğun bir kitap fuarı dönemine girdiğimiz bu günlerde yine aynı konu gündemde: yerel yazarların kitap fuarlarıyla imtihanı.


Yoğun bir kitap fuarı dönemine girdiğimiz bu günlerde yine aynı konu gündemde: yerel yazarların kitap fuarlarıyla imtihanı.
Öncelikle şunu sormak lazım: Yerel yazar kimdir? Bu değerlendirmeyi kimler hangi ölçütlere göre yapmaktadır? Ya da yazarın yerel´i genel´i olur mu? Olursa da nasıl olur?..
Bu sorulara kendime göre cevap verdiğimde şöyle diyebilirim:
Yazar yazardır ve yazarın yereli geneli olmaz. Sadece bir bölgeye hitap eden yerel eserler vardır. O yüzden yazarları genel yazarlar ve yerel yazarlar diye ayırmak doğru bir yaklaşım değildir.
Maalesef bu yanlış, kitap fuarlarında kendini fazlasıyla hissettiriyor.
Yerel yazar diye kategorize edilen yazarlar her zaman fuarların en ücra köşelerine bir iki metrekarelik alana sıkıştırılıyor. Hani onlara ulaşabilmek için Navigasyon cihazı kullanmanız gerekiyor desem hiç de abartmış sayılmam. Onların isimlerini afişlerde, bilbordlarda, tanıtım broşürlerinde de pek göremiyoruz. Bir bakıma bu yazarlar yok sayılıyor.
Mesela Samsun´da düzenlenen bir kitap fuarında ülkemizin herhangi bir şehrinden bir yayınevi ile gelen ve sadece bir kitabı olan bir yazar genel yazar olurken Samsun´da yaşayan ve 5-10 kitabı olan bir yazar yerel yazar kategorinde değerlendiriliyor. Malatya fuarında da aynı şeyi gördüm. Hele Ordu´da düzenlenen fuarda Ordulu Şair ve Yazarların her birinin neredeyse yarım metrelik alana sıkıştırıldığını görünce daha da üzüldüm. Hani biriyle fotoğraf çektirmek isterseniz yanındaki diğer yazarın yerinden kalkıp size yer vermesi gerekiyor. Yine Çarşamba kitap fuarında aynı durum?
Bir şehir bir fuar düzenliyorsa önce orada yaşayan yazarlara sahip çıkmak gerekmez mi? Popüler yazarları fuarın en ücra köşelerine de atsanız onların kitapları yine satar değil mi? Onların öyle ön plana çıkarılmasına, tanıtılmasına ihtiyaç da yoktur. Ama kendi şehrimizde yaşayan yazarların sahip çıkılmaya daha fazla ihtiyaçları vardır. Onların en ücra köşelerde kaderlerine terk edilmeleri yerine daha gözle görülür yerlere alınması, önemsenmesi, tanıtım afişlerinde daha fazla yer verilmesi önemlidir.
Türkiyede genelde bütün kitap fuarlarında bu durum böyledir. Kitap fuarlarını düzenleyenler hani parayı biraz ikinci plana itip Türk edebiyatına yeni yazarlar kazandırmayı da hedefleseler -ki kitap fuarlarının amaçlarından biri de bu değil midir?- daha iyi olmaz mı? Para her zaman kazanılabilir ama insan kazanmak başka bir şey, başka bir erdem?