Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Selim EROĞLU


YERİMİZ GÜZELDİ

YERİMİZ GÜZELDİ


Seyfi Hocam, Halk Eğitimin yıl sonu sergisine katılmış. Hiçbir yerde oturacak yer bulamamış, uzun süre ayakta kalmış. Neyse ki uzun yıllar öncesinden bir öğrencisi durumu fark etmiş ve kendisine sandalye vermiş. Olur böyle şeyler. Gerçi Hocam bunu, ayakta kaldığı için değil öğretmenliğin itibarına dikkat çekmek için dile getirmiş.

Vaktiyle kendisine demiştim. Şöyle ki:

Bülent Çavuşoğlu Lisesi’nnden öğrencimiz Ali Osman Bulat genç yaşta Gümüşhacıköy kaymakamı olmuştu bundan dört yıl önce. Kendisini gerek telefonla gerekse sosyal medya aracılığıyla tebrik etmiştik. Bunun üzerine şimdinin yeni kaymakamı öğrencimiz , mülki amiri bulunduğu ilçeye bizleri davet etme nezaketinde bulundu.

Davete icabet etmeye karar verdik. Karşı tarafa geleceğimizi söyledik. Yine böyle bir haziran ayıydı.

Seyfi Hocam’ın hususi aracıyla yola koyulduk. Bir zaman sonra Gümüşhacıköy’e vardık. Kaymakam, Valilikte toplantıdaymış. Bizi , haberi varmış, Yazı İşleri Müdürü Kadir Bey karşıladı. Gayet güzel ilgilendi ve de ağırladı. Makamda sohbet ederek beklemeye başladık.

Kısa bir zaman sonra Kaymakam Bey geldi. Bizi görünce çok sevindi, ziyaretimizden duyduğu memnuniyetini samimiyetle izhar etti. Çaylar eşliğinde uzun uzadıya muhabbet ettik. Geçmişi yad ettik. Seyfi Bey, her zamanki gibi , arşivinden Kaymakam Bey’in lise bilgilerini içeren dosyayı taktim etti. Kaymakam çok şaşırdı. ‘’ Bunları ben bile unuttum’’ diyerek hayretini ifade etti.

Ogün ilçede geleneksel güreş müsabakaları varmış. Kaymakam oraya katılmak zorundaymış. İsterseniz ve zamanınız varsa beraber geçelim, teklifinde bulundu. Vaktimiz vardı, olur dedik. Ne de olsa Hocam eski bir güreşçiydi, ben zaten ata sporumuzu oldum olası severim.

Zaman kaybetmeden makam aracıyla yola çıktık. Güreş sahasına girişte cazgırın gür sesi duyuldu.

‘’Kaymakamımız Ali Osman Bulat güreş alanına teşrif etmişlerdir, kendilerine hoş geldiniz, şeref verdiniz diyoruz’’ deyince büyük bir alkış tufanı koptu. Gayet normal. Ardından büyük bir sürpriz oldu. Cazgır bu sefer bizim ismimizi anons etmesin mi.

‘’ Kaymakamımızın değerli misafirleri Seyfi Günaçtı ve Selim Eroğlu er meydanımıza teşrif etmişlerdir. Hoş geldiniz, şeref verdiniz.’’ Alkışlar yeri göğü inletiyordu. Bu kadar sevgiye ellerimizi kaldırarak mukabelede bulunduk. Doğrusu bunu beklemiyorduk. Meğer Kaymakam önceden bizim isimlerimizi bildirmiş.

Halkı selamladıktan sonra davullar zurnalar eşliğinde protokolde önceden bize ayrılan yere oturduk. Protokolün en önünde ben, Belediye Başkanı, Kaymakam ve Seyfi Bey oturuyorduk. Hem sohbet ediyor hem güreşleri seyrediyorduk. Başpehlivanlardan Şaban Yılmaz’ı ve Recep Kara’yı hatırlıyorum. Belediye Başkanı Zehra Özyol, Kaymakam’a dönerek ‘’hocaların çok hoş sohbetler, kendilerini çok sevdim, her zaman beklerim’’ diyerek memnuniyetini ifade etti

Güreşler kıran kırana devam ediyor, zaman ilerliyordu. İlkindi geçmiş, akşam yaklaşıyordu. İlerisi karanlıktı. Seyfi Hocam, ikide bir, müsaade isteyelim, karanlığa kalmayalım, ne olur ne olmaz diye beni sıkıştırıyordu. Yerimiz ve itibarımız güzeldi, Ben hiç oralı olmuyordum, duymamazlıktan geliyordum.

Seyfi Bey çok ısrar edince daha fazla dayanamadım, şakayla karışık sesli bir şekilde ‘’ Seyfi Hocam, ne acelen var. Ne güzel protokolde yer bulmuşuz, Herkes bizi alkışlıyor. İtibarımız yerinde Gidip de ne yapacağız. Gittiğimizde bırak protokolü, arkalara bile oturtmazlar. Ayakta kalırız. İyisi mi sonuna kadar kalalım’’ dedim. Benim bu sesli düşünmem bilhassa Belediye Başkanının çok hoşuna gitti. Uzun süre kendini gülmekten alıkoyamadı. ‘’Çok açık sözlüsün hocam, neşemize neşe kattın sizi her zaman beklerim’’ dedi.

Demesine dedim ama akşam karanlığı kısmadan Seyfi Hocam’ın ısrarı üzerine davullar zurnalar eşliğinde iki er, er meydanından ayrılmak zorunda kaldık. Protokole, er meydanına ve Gümüşhacıköy’e veda ettik.

Bize bu unutulmaz anı yaşatan öğrencimiz Ali Osman Bulat’a, ( şimdi Borçka Kaymakamı ) Belediye Başkanı Zehra Özyol’a ve tüm ilçe halkına en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

Gelene kadar bu mevzuyu konuştuk. Ben sonuna kadar kalmaya razıydım. Erken veda ettik.

Yazımın başında da ifade ettiğim gibi bir zamanlar protokolün en ön safında yer alan Hocam’ın ayakta kalışına üzüldüm.

Hayat bu, ne göstereceği belli olmuyor.