Yıllar geçtikçe bize güzel anılar bıraksa da olduğundan genç görünmeyi kim istemez ki? Zamanın etkilerini azaltmak için kozmetik ürünlerine, bazen de cerrahi yöntemlere başvurup yüzlerce liralar harcıyoruz. 25 yaşından sonra vücudumuzda hücrelerimizin yenilenmesi yavaşlamaya başlıyor. Fakat beslenmemize ve yaşam tarzımıza dikkat ettiğimiz sürece genç görünümümüzü korumaya devam edebiliriz. Peki, bunun için yapmamız gereken şeyler nelerdir?
Koyu renkli meyveler ve sebzeler tüketelim: Antioksidanlar daha genç görünmemize yardımcı olan bileşiklerdir. Örneğin c vitamini ve biyoflavanoidler hücrelerimize zarar veren maddelerle savaşarak zararı en az indirgerler. Koyu renkli seze ve meyveler diğerlerine göre daha fazla flavanoid içerir ve antioksidan özellik gösterir. Yaban mersini, siyah üzüm, kırmızıbiber bu sebze meyvelere en iyi örneklerdir.
Ayrıca ahududu, kızılcık da kollajen üretimine destek veren besinlerdendir. Kollajen cildimizin esnek ve pürüzsüz olmasını sağlar.
Siyah ve kırmızı üzüm damarlarımızı güçlendirerek özellikle varis oluşumlarıyla savaşır. Aynı zamanda cildimizi sarkmalardan ve çökmelerden koruyarak esnekliğini kaybetmemesini sağlar.
Brokoli ve ıspanak gibi yeşil sebzeler de güçlü birer antioksidan kaynağıdır.
Bitter çikolata: Çikolata içerdiği kaloriden dolayı çoğu zaman korkulu rüyamız gibi görünse de aslında iyi bir antioksidan kaynağıdır. Fakat bu sadece bitter çikolata için geçerlidir. Bütün çikolata çeşitleri arasında en masumu odur. Sütlü çikolatalardaki antioksidan özellik sütten dolayı kaybolur.
Brezilya cevizi: Yüksek oranda içerdiği selenyum sayesinde cilt elastikiyetini artırır. Ayrıca akne problemleriyle savaşmaya yardımcıdır, saç ve tırnakların daha sağlıklı görünmesini sağlar. Yapısındaki çinko sayesinde egzama ve sedef hastalığına da faydalıdır.
Yağlı balık tüketelim: yağlı balıklar omega-3 açısından oldukça zengindir. Omega-3, cildin elastik ve yumuşak olmasını sağlar, cilt kuruluğunu önler. Somon balığı, tuna balığı, kılıç balığı, ringa balığı, uskumru ve sardalya omega-3 açısından zengin balıklardır.
Yulaf ezmesi: Kahvaltı için fazla zamanı olmayanlar ve kahvaltılık gevrekleri sevenler için güzel bir alternatiftir. Mısır gevrekleri yerine yulaf ezmesi tüketerek antioksidan olan betaglukan ve E vitamini tüketmiş oluruz.
SU! : Her fırsatta söylediğim ve söylemeye devam edeceğim tek şey su! Her gün en az 2-2,5 litre su tüketmeliyiz. Cildimizi içten beslemezsek sürdüğümüz kremlerin, güzellik karışımlarının faydasını göremeyiz. Önce içten sonra dıştan beslemeliyiz. Bunun için her gün su tüketimimizi takip ederek en az 10 bardak su içmeliyiz.
Sağlıklı bir beslenme düzeniyle beraber bu besinleri tüketmek vücudumuza yaptığımız bir yatırım olacaktır.
Sağlıklı günler.
