Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Yol Medeniyettir


Bir yetkili, ?Kaldırımlar medeniyettir? demişti. Bence kaldırımdan önce yollar medeniyetin ölçüsüdür. Geçmişte bir yerin gelişmişlik ölçüsü için üç unsura bakılırdı; yol, su ve elektrik. Bu üçünden biri eksik ise orada hayat şartları zordur. Oranın gelişmesi de kolay olmaz.

Önceki Trabzon gezilerimizde hep Yomra Fen Lisesi´nde konaklamıştık. Bu sefer şansımız yaver gitmedi. Okul yöneticileri, pansiyonda kalan öğrencilerin uzak yörelerden geldiklerini ve hafta sonları da okulda kaldıklarını ifade ile bizi misafir edemeyeceklerini söylemişlerdi. Biz de başka okullarla irtibata geçmiş ve ilk aradığımız Trabzon Spor Lisesi´nden olumlu cevap almıştık.

Çayeli´ndeki yemekten sonra aradığımız Spor Lisesi Belletici öğretmeni, hafta sonu olması sebebiyle akşam yemek servisinin saat 18.00´de başladığını, öğrenciler yemeklerini aldıktan sonra görevlilerin beklemeyip evlerine gittiğini, bu yüzden en geç saat 18.30´da okulda olmamız gerektiğini söylemiş, biz de bu yüzden Uzungöl´e yeterli zaman ayıramamıştık.

Halbuki bizim daha önce görüştüğümüz diğer Müdür Yardımcısı, yemek servisinin 19.00´da başladığını, bizim de en geç 20.00´de okulda olmamız gerektiğini söylemişti. Öyle olmasa bile biz her ay buraya gelen kimseler değildik. Biz ilk defa buraya gelen misafirlerdik ve üstelik ta Samsun´dan geliyorduk. Ve halbuki, o belletici öğretmen bu akşama mahsus görevlileri yarım saat daha okulda tutabilirdi. Ben öyle düşünüyorum.

Biz daha Of sahiline inmeden akşam olmuş, Trabzon´a gelmeden hava kararmıştı. Kaptan Tanjant Yolu trafiğinin yoğun olacağını söyleyerek sahil yoluna saptı. Hayli gittikten sonra Bir yerlerden Maraş Caddesi´ne girdi. Gece karanlıktı ve yollar benim bildiğim zamandan bu yana hayli değişmişti. Yolun bir bölümünde trafik yoğunluğuna yakalandık. Nihayet Gülbahar Hatun Parkı yanından Tanjant Yolu´na girdik ve Ortahisar´dan sağa saparak yukarı doğru çıkmaya başladık. Halbuki Değirmendere´den bu yola girseydik daha rahat ve daha kısa zamanda Ortahisar´a ulaşabilirdik.

Gecenin o saatinde Trabzon Spor Lisesi´ni bulmak tam bir macera oldu. Ortahisar´dan Bahçecik yoluna sapıp İmam Hatip Lisesi´ni geçene kadar bir sorun yaşamadık. Çünkü ben bir sene Trabzon İmam Hatip Okulu´nda okumuştum ve yolun o bölümünü biliyordum. Cezaevini geçtikten sonra doğru yolu bulmakta hayli sıkıntı yaşadık.

Kaptanın yanında oturan Kadir K. Keskin navigasyonuyla ben de belletici öğretmenin telefonla yönlendirmesiye kaptana yardımcı oluyorduk. Buna rağmen iki defa yanlış yola saptık. Yo dardı, dönemeçliydi ve bazı bölümleri karanlıktı. Telefonumun şarjının bitmesine 07 ölçü kala Spor Lisesi bahçesine girdik.
Saat de 18.30 olmuştu.

Öğrencilerimizden Emine Taşan, gezi değerlendirmesinde Trabzon Spor Lisesi yolu için, ?Hocam, Spor Lisesi´nin yolu çok karanlıktı ve okul çok yüksekteydi. Okula varana kadar kaç defa Ayet´el Kürsi´yi okuduğumu sayamadım? diyordu.

Okul iyiydi, manzarası güzeldi ama yolu olmayınca bu güzellikler çok da bir değer ifade etmiyordu. Biz; navigasyonla, gönderilen konumla ve canlı telefon bağlantısı ile okulu zor bulmuştuk. Okulun öğretmenleri bile, ?Biz de ilk geldiğimiz zamanlar yolu öğrenene kadar birkaç defa yanlış yola saptık? demekten kendilerini alamıyorlardı.

Öğretmenler bir güzellik yapmışlar, biz gelene kadar yemek biter endişesiyle okulun kendi öğrencilerini bekletmişlerdi. Çünkü eğer yemek varsa, yemeği beğenen öğrenciler gidip ikinci defa yemek alabiliyorlarmış.

Yolda gelirken yemekten sonra şehre inip Uzunsokak´ta dolaşmak için kaptanı ikna etmiştik. Lakin yolu gördükten sonra kaptanın bir şey söylemesine kalmadan bu fikirden biz kendimiz vazgeçtik. Hem şehre inmeye hevesimiz kalmamıştı hem de inersek bir daha okulun yolunu bulamayabilirdik.

?Kaderde Trabzon Spor Lisesi´nde konaklamak varmış? dedik. Ertesi gün 07.00´de kalktık ve yemekhaneye indik. Yemekhanede hiçbir görevli yoktu. Ancak çay ve kahvaltılık malzemeler hazırdı. Anladık ki, görevliye gerek kalmadan yiyeceklerimizi kendimiz alacaktık.

Kahvaltıdan sonra Trabzon´u gezmek üzere okuldan ayrıldık. İlk hedefimiz Sümelâ Manastırı´ydı.