Kutsal yolculuğa çıkmadan önceki son yazımdır, bu. Kısmetse yarıyıl tatilinde umre ibadeti için eşimle birlikte kutsal topraklara gidiyoruz. Bu benim Arabistan`a üçüncü, umre için ikinci yolculuğum oluyor. İlk olarak 2008 Kasım`ında hac görevimi ifa etmek üzere gitmiştim.
Bu satırları yazdığım sırada henüz hareket tarihi netleşmemişti. Bize sadece, 23- 27 Ocak tarihlerinden birinde gideceğimiz bildirildi. Süremiz 12 gün. Dönüş için de son tarih 08 Şubat.
İlk umre ziyaretinde olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı`nın, Milli Eğitim mensuplarına tanıdığı indirimli tarifeden faydalanarak gidiyoruz. DİB, dört yıldan beri öğretmenler, öğrenciler ve veliler için yarıyıl tatilinde umre proğramı düzenliyor. Önceki yıllarda süre 10 gündü. İlk defa bu sene
12 güne çıkarılmış. Süresi fazla olmasa da, benzerlerine göre daha uygun. Üç kişilik odalarda öğrenciler 1.050 Dolar, öğretmenler ve veliler 1.090 Dolar ödeyerek bu fırsattan faydalanabiliyorlar. Şunu da hatırlatayım ki, önceki yıllarda ödemeler Euro üzerinden yapılıyordu. Bu sene Dolar`a dönüş yapılmış.
Aynı süre için bu fiyata başka bir proğram bulamazsınız. Tek olumsuz yanı, bu dönemde Kâbe ziyaretçilerinin çok kalabalık olmasıdır. Konuya aşina olanlar, “Yarıyıl tatilinde Mekke, hac zamanı kadar kalabalık oluyor” diyorlar. Bunun bir diğer sebebi de, bu dönemin o bölge için iklim bakımından en uygun zaman olmasıdır.
Umre nedir?
Umre, hac mevsimi dışında yapılan Kâbe ziyaretidir. Bunun yanı sıra sa`y yapmak da gereklidir. Hac görevi sadece hac mevsiminde yapılabildiği halde, umre senenin her döneminde yapılabilir.
Umreye niyet eden Müslüman`ın, mikat denilen ihrama girme yerlerinden itibaren tavafını ve sa`yini yapıp tıraş oluncaya kadar ihramlı olması gerekir. İhramlı olmak, sadece o beyaz elbiseyi giymek, iki parça beyaz havluya sarınmaktan ibaret değildir. Dikkat ederseniz, “ihram giymek” demedik, “ihrama girmek” tabirini kullandık. İhrama girmek, aynı zamanda birtakım yasaklar dairesine de girmek demektir. Yani, zaruri haller dışında dünya işlerinden el etek çekmek demektir. Normal zamanda yaptığınız bazı şeyleri ihramlı iken yapamazsınız. Tıraş olmak, avlanmak ve canlılara zarar vermek, ot yolmak, ağaç kesmek, kavga etmek, güzel koku sürünmek ve cinsel ilişkide bulunmak ihramlıya yasaktır.
Kimler hacca gider, kimler umre yapar?
Bunun için bir zenginlik ölçüsü belirlenmemiş. Kuran-ı Kerim`deki kayıt, “yoluna gücü yetenler” ifadesidir. İşte o âyet:
“(O Kâbe ki), orada açık işaretler ve İbrahim`in makamı vardır. Kim oraya girerse, güvende olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah`ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.” (Ali İmran 97)
Ne açık anlatım! “Yoluna gücü yetenler…”
Başka hiçbir ifade, sınırları bu kadar güzel çizemezdi. Yani, şu kadar zengin olan, bu kadar malı olan, sağlığı şöyle olan, makamı böyle olan değil, yoluna gücü yeten.
Hac farz, umre ise sünnettir. Hanefi ve Malikilere göre gücü yeten Müslüman`ın ömründe en az bir kere umre yapması müekked sünnet, Şafiiler ve Hanbelilere göre de vaciptir.
İki hafta süre ile sizden ayrı kalacağız. Yanımda ilgilenmem gereken kişiler bulunduğundan bu süre içinde oradan yazma fırsatı bulabileceğimi sanmıyorum. Bu vesile ile buradan herkese “Allahaısmarladık” diyorum.
Allah(CC), dileyen herkesi “yoluna gücü yetenler”den eylesin.
