Gönlümüz bir gülün kıvrımına siner,
Dikenlere duçar olmaktan,
Haz duyarız.
Ağyara çalım atmak için,
Senin ser-i kuyunda,
Ayağımıza yer etmek için,
Geceler boyu bekleriz.
Yine ayın şavkını,
Mehtabın hüznünü seyreder,
Özler dururuz asırlar boyu.
?Mona Roza?da,
Nasıl bekliyorsa şair,
Kızıl kum gecelerinde,
Nasıl eriyorsa Mecnun,
Öyle erirdik işte.
Yine Ferhat´ın kazmasında fer gibi,
Kerem´in ateşinde nar gibi,
Gönlünde yer bulalım diye yârin,
Bekler dururuz asırlar boyu,
Tegafül göstermesin diye
Yüzün dönmesin diye yâr,
Bir meyil versin, bir tebessüm eylesin diye,
Gonca deheninde, bir tebessüm belirsin diye,
Her şeyimizi yoluna dökerdik.
Dalında bülbül olalım diye yârin,
Dikenlerinden kendimize süs yaptık.
Pervane olmak için döndük de,
Narına yandık asırlar boyu.
Sevgili kayboldu yine,
Tegafül eyler uzar da gider,
Taşlar döşenmiş rehgüzârına,
Yollarında yel eser,
Ah!..çaresiz kaldık yine,
Yine derman yok dizlerimizde,
Yâr olana yâr olmak için,
Gönlünde muhabbet bulmak için,
Mahallesini kendimize kuy-u mahbub yaptık,
Özler dururuz asırlar boyu.
