Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


YUVARLANAN TAŞ YOSUN TUTMAZ

YUVARLANAN TAŞ YOSUN TUTMAZ


    Üniversiteye hazırlanan bir öğrencim sordu. '' Bu atasözü ne anlama geliyor hocam'' dedi.
     Öğrencim , bu atasözünü bu yaşa gelinceye kadar hiç duymamış, hiçbir yerde okumamış. On iki yıllık tahsil hayatının sonunda aniden  bir test kitabında hayati bir soru olarak karşısına çıkmış. Soruyu hazırlayanlar, muhtemelen,  Türkçe  konuşan bir öğrencinin bilebileceğini var saymışlar. Öyle olmasa niye sorsunlar ki…
     Evlerde, derslerde, çarşıda, pazarda… bu atasözleri kullanılmıyorsa öğrenciler nereden bilsin… Öğrenciler bilmemekle haksız sayılmazlar. Bir edebiyat öğretmeni olarak ben de kullanmamışsam vebal altındayım.
    Bir zamanlar Barış Manço vardı. Sözlerini kendi yazdığı müziklerde bol bol atasözlerine yer verirdi. Onun sayesinde çok sayıda atasözümüz günlük hayatta kullanılır hale gelmişti. Hem geçmişi yad eder hem de ders verirdi.
    Selam almayana adam denir mi/ Su üstüne yazı yazsan kalır mı… hafızamda kalanlardan bazıları.
    Dil canlı bir varlıktır. Yaşatılırsa hayatta kalır. Yaşatılmazsa ölür. Onun içindir ki kullanılmayan her söz, her deyim, her atasözü yok olmaya, en azından unutulmaya mahkumdur.
    Zahiren baktığımızda, yuvarlanan taşın hakikaten de yosun tutmadığını görürüz. Burada bir taşın yosun tutmaması kötü bir şey olarak düşünülmüştür. Bir taşın yosun tutması iyi bir şeydir.  Bir taşın yosun tutması onun sabit durmasına, yerini değiştirmemesine, yani yuvarlanmamasına bağlıdır.
     Yuvarlanmak, başlı başına olumsuzluk çağrıştırır. Mesela, merdivenden inmek iyidir amma yuvarlanmak kötüdür. Merdivenden indim yerine yuvarlandım desem hemen ''geçmiş olsun'' derler. '' Bir şey oldu mu'' diye de ilave ederler.
    Çocukluğumda bir köy minibüsünün arkasında okumuştum. Hala hafızamda. '' Taşın kalbi yoktur amma onu da bir gün  yosun kaplar'' diye.
     Bir cismin kalbi yoktur diye onu yok sayamayız. O bile iç ve dış sebeplerden etkilenir.
    Yosun canlı bir varlıktır. Birçok canlının besin kaynağıdır. Taşlar yosun bağlayacak ki  birçok canlı hayatını devam ettirsin. Hiçbir şey sebepsiz yaratılmamıştır. Bir ırmak düşünün, hiçbir taşında yosun yok. Orada balık olmaz. Balıkçılar da havasını alır.
    Bir taş , akşamdan sabaha yosun bağlamaz. Bir taşın yosun bağlaması için zamana ihtiyaç vardır. En çok yosun bağlayan taşlar büyük ve ağır olan taşlardır,  yani yuvarlanmayan taşlardır. Balıklar hep bu taşların altında barınır.  Bir ırmağı tamamen kazımak oradaki canlı hayatı yok etmek demektir. Bunun ormanları yakmaktan pek farkı yoktur.
     Bu, atasözünün bilinen gerçek anlamı.
    Atalarımız buradan hareketle  mecazen biz insanlara hangi hayat dersini vermek istemiş olabilirler?
    Tabiata ibret nazarıyla bakarsak anlarız. Yoksa bakarız amma göremeyiz. 
    Bazı insanlar ayran gönüllüdür, maymun iştahlıdır. Böyle insanlar çok kararsızdır. Bir kararda duramazlar. Daldan dala konarlar. Hayatın içinde yosun tutmayan taş misali yuvarlanıp dururlar.
    Bu durum ticari hayatta daha çok karşımıza çıkıyor. Adam tam usta olacakken iş değiştiriyor. Bandı başa sarıyor. Güzelim yıllar heba olup gidiyor. Tabi bu arada yaş da geçiyor. Adam kırkına geldiğinde yarım yamalak yapmadığı iş kalmıyor. Sorsan iş beğenmiyor. Nice insanlar tanıyorum, tam terzi olacakken bir bakmışsın marangoz olmaya karar veriyor. Orada da sebat etmiyor  '' ben aslında inşaatçı olmalıymışım'' diyor. Böyle böyle hiçbir şey olamadan yaşı kırkı geçiyor. Anlayacağınız teraziyi kuramadan pazar dağılıyor.
    İki tavşanı birden kovalayan hiçbirini yakalayamaz. Kovalayacaksak birini kovalayalım, hiç olmazsa yakalama ihtimalimiz olur.
    Yaşı kemale erdiği halde bir baltaya sap olamamış zevata bakın bir kararda duramayan, daldan dala konan insanlardır.
    Hayatın tekrarı yok. Ne yapacaksak, neyi yapacaksak tam zamanında yapmalıyız. En kötü karar kararsızlıktan iyidir.
    Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra eyvah para etmez.
    Atalarımız '' yuvarlanan taş yosun tutmaz'' demekle zannımca biz insanlara, bilhassa da gençlere, ''aklınızı başınıza alın, ne olacağınıza, ne okuyacağınıza tam zamanında karar verin, karar verdiğiniz şey üzerinde sebat edin, yoksa pişman olursunuz''  demek istemişler.
    Yuvarlanan taş gibi olmayalım. Yerimiz, yurdumuz, adresimiz, işimiz, kimliğimiz… belli olsun. Sonra ''eyvah'' para etmez.
,