Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet TÜRKAN


YÜZYILIN GÖÇLERİ VE BİR HÜZÜN HİKÂYESİ

YÜZYILIN GÖÇLERİ VE BİR HÜZÜN HİKÂYESİ


Bizim için en uzun yüzyıl olan 19. Asrın sonunda ve 20 Yüzyılın başında büyük göçler olmuştur. Bu göçlerin her birinin altında ayrı bir hüzün ve dram hikâyesi gizlidir. Bu yazımda kendi geçmişimden olan bir dramın izlerini aramaya çalışacağım.
Daha önce “Göç Hikâyeleri” diye bir yazı yazmıştım ve o yazımda da bu hüzünlerden ve dramlardan az çok bahsetmiştim. Yine başka bir hikâye çalışmamda gerçek bir hayat hikâyesi olan dedemin askerden dönüşünü anlatmıştım.

Kırım`ın kaybedilmesi 93 Harbi ve Şeyh Şamil`in mücadelesinin de son kale olarak düşmesiyle Balkanlardan ve Kafkaslardan büyük göçler olmuştu. Her biri ayrı bir hüzün hikâyesi olan bu göçlerin bir başkası da I. Dünya Savaşı`ndan sonra yaşanmıştır. Osmanlı Devletinin savaşa girmesiyle açılan Kafkas Cephesi`nden ilerleyen Ruslar, Doğu Karadeniz`de Harşit Vadisine kadar gelmişler ve vadi boyunca mevzilenmişlerdi. Vadinin doğu tarafında kalan Karadeniz Bölgesi`nin tamamı işgal edilmişti. Doğu yakasında kalanlar ile birlikte batı yakasının savaş alanlarına yakın bölgeleri muhacir olmuşlar ve Karadeniz`in daha batısına doğru göç etmişlerdi. Bu hüzün dolu yolculukta bu insanların bazıları hastalıktan, bazıları açlıktan, kimileri bilinmeyen sebeplerden öldüler.

Bu göç dramı neticesinde birçok aile tamamen yok oldu. Bir kısmı da göç ettikleri yerlerden geri dönmediler veya dönemediler. Göç ettikleri yerlere yerleştiler.
Benim geçmişimde de böyle bir hikâye mevcut. Kazım Karabekir`in ordusunda uzun süre cepheden cepheye koşan ve Giresun Doğankent`te (Harşit) Cıgıdoğlu Emin diye bilinen dedem köyüne döndüğünde hiçbir yakınının kalmadığını görmüş. Akraba ve yakınlarının kimileri Karadeniz`in batısına doğru göç etmiş, kimileri açlıktan, kimileri hastalık ve sefaletten ölmüş gitmişler. Öyle ki köyüne döndüğünde evin önündeki tarlada annesinin kazması ve evin ocağında yarı yanmış odunlar hala duruyormuş. Cepheden zaferle dönen dedem köyünde hüznüne yenilmiş. Günlerce ağlamış, hüzünlü gözlerle beklemiş ama dönen olmamış.

Netice, bu İstiklal Savaşı Gazisi dedem ev bark olmuş ve bu günü yüzü aşkın torunu var. Rahmetli babamdan dinlediklerime göre bizim ailemizin bazı fertleri bu taraflara hicret etmişler ve bir daha dönmemiş ya da dönememişler. Babam ve amcamın ifadelerinde söylediklerine göre bu akrabalarımız Ünye ya da Terme`ye yerleşip kalmışlar. Şu ana kadar o bölgeden buralara göç edip bu bölgeye yerleşmiş olan birçok aile ile tanıştım ama hâlâ kendi akrabalarıma ulaşabilmiş değilim.
Bu insanları soy isimden bulmak mümkün değil çünkü başka soyadı almış olabilirler. Bizim aile lakabımız “Cığıdoğulları” belki bu adı ile anılıyor olabilirler veya Giresun Harşit(Doğankent)`dan göç edenler olarak biliniyor alabilirler. Daha önce Doğankent Gümüşhane`ye bağlı idi bu sebeple
Gümüşhane`den gelenler olarak da biliniyor da alabilirler.

Kısacası, bir felaket sonrası ve büyük bir hüzün ve dram ile buralar göç eden aile fertlerimi, akrabalarımı bulmak, onların göç hikâyelerini dinlemek ve tanışmak istiyorum. Dedemin yıllarca ağlayarak ulaşmak istediği akrabalarını torunu olarak ben bulmak istiyorum. Bütün dostlardan bu konuda yardım bekliyorum.