Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


ZİYA PAŞA VE HALEP


Ziya paşa´ya sormuşlar:
Bunca yaş yaşadın,paşalık yaptın,diyar diyar gezdin ne gördün diye. O da şiir şeklinde şöyle cevap vermiş: Diyâr- ı küfrü gezdim, beldeler kaşâneler gördüm,
Dolaştım bütün mülk-i İslam´ı viraneler gördüm.
Ziya paşa cevabı vermesine vermiş de düşünmeyi bize bırakmış.
Sebepleri üzerinde siz kafa yorun demek istemiş.
Bu beyiti her okuduğumda perişan halimiz gözümün önünde arz ü endam ediyor.
Otuz yıldır bu beyiti her yıl okurum.Her yıl yeniden yorumlarım.Öğrencilerimin kıymetli yorumlarına şahit olurum.Bir türlü perişan halimize bir anlam veremem.
Hastalığımız demek ki yeni değil. Bu, asırlar öncesine dayanan bir dert.
Ziya Paşa bu beyiti söyleyeli yaklaşık 130 yıl olmuş. O gün bu gün patinaj yapıyoruz.
Ziya Paşa ömr ü hayatında bütün Avrupa´yı ve İslam ülkelerini gezme imkanı bulmuş. Bir aydın olarak gördüklerini not etmiş.
İslam ve küfür ülkelerini mukayese etmiş. Sebepleri üzerinde durmadan tespitini ortaya koymuş.
Küfür bölgelerini gezdim, çok güzel, dört başı mâmur yerler ve her yönüyle mükemmel mimâri eserler gördüm. Ondan sonra bütün İslam ülkelerini dolaştım. Oralarda da yıkık dökük harabeler, virâneler gördüm.
Öyle anlaşılıyor ki Paşamız´ın bu mukayese karşısında yüreği cız etmiştir. İslam ülkelerinin viraneliğine çare bulamamanın, deva olamamanın ezikliğini hissetmiştir.
Bu medeni(!) dediğimiz ülkeler Müslüman şehirleri antrenman sahası yaptılar. Her türlü silahlarını bizim üzerimizde deniyorlar. Bakınız mazide birer medeniyet şehri olan yerler harabeye dönüyor.
Beyrut harabeye döndü.
Şam´ın esâmesi okunmuyor.
Son olarak Halep´te taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmadı.
Her akşam kanallardaki görüntüleri insanlığımdan utanarak seyrediyorum. Koskoca medeniyet şehri Halep bombalarla, en ağır silahlarla taş devrine çevrilmiş. Barış sağlandı diyelim, Halep´in bir daha eski haline dönmesi mümkün mü? Bu kadim şehir bir daha ne zaman ihtişamlı haline döner?
Yıkmak kolay, yapmak zordur.
Mehmet Akif öyle diyor Safahat´ında:
Süleymaniye´yi yıkmak için iki balyoz, üç serseri yeter.
Yeniden yapmak için ise bir Kanuni, bir de Mimar Sinan gerek.
Bir camii için böyleyse koca bir Halep için kaç Kanuni, kaç Mimar Sinan gerek?
Bu medeni (!) ülkeler kendi ülkelerinde bırakın savaşı, en ufak bir kavgaya dâhi tahammülleri yok.
Paris´i görme imkanım oldu. Şehrin bin yıllık dokusu aynen olduğu gibi korunmuş. İkinci dünya savaşında Hitler şehre girdiğinde bir-iki yeri bombalamak istemiş. Hemen diplomatik yolla işi halletmişler. Şehre en ufak bir zarar verilmesine müsaade etmemişler.
Aynı oyunu ülkemizde de oynamak istiyorlar. Başta tarihi kültür şehri Diyarbakır´ı ve birçok vilayetlerimizi virâneye çevirmek istiyorlar.
Dün nasıl ki bu ahvale Ziya Paşa üzüldüyse bugün de biz üzülüyoruz.
Bu tabloyu tersine çevirmek yine bizim elimizde.
Nasıl olacak.
Oyuna gelmeyerek.
Teröre boyun eğmeyerek.
Birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak.
Dost kim,düşman kim farkında olarak.