Ahmet SEZGİN

Tarih: 09.07.2014 12:17

1993`TE ÜLKEMİZDE NE OLDU?

Facebook Twitter Linked-in

Sivas/ Madımak Otelinde 2 Temmuz 1993`te Pir Sultan Abdal Kültür ve Sanat Etkinlikleri öncesinde gerçekleştirilen kahpe provokasyon sonucu 37 kişi (çoğu dumandan zehirlenerek) öldürüldü. Aynı şekilde bu olayı bahane ederek bu olayın hemen ardından -5 Temmuz 1993`te- Erzincan/ Başbağlar`da 33 kişi, çoğu kurşuna dizilerek katledildi.

Sivas`taki katliamı gerçekleştirenlerle Başbağlar`daki katliamı gerçekleştirenler aynı güçlerdi. Daha önce Çorum ve Kahramanmaraş`ta yaptıklarını (Alevi- Sünni kavgasını) buralarda da yapmak istediler. Halkı ve kitleleri provoke etmek istediler. İslam dünyası ve Türkiye`de büyük tepki ve infiallere neden olan Salman Rüşdi`nin yazdığı `Şeytan Ayetleri` kitabını ``düşünce özgürlüğü`` adı altında Aydınlık dergisinde yayınlayan ateist yazar Aziz Nesin, neden Allah, Peygamber ve ehlibeyt dostu Pir Sultan Abdal etkinlikleri için Sivas`a gitti veya götürüldü? Güvenlik güçleri olaya niçin saatler sonra müdahale etmiştir?

Bu iki olayın birincisinde Alevi vatandaşlarımız, ikincisinde de Sünni vatandaşlarımız kurban seçildi. Aslında her iki olayda da ne Aleviler vardır ne Sünniler. (İlk olayda provokasyona gelen bir kısım Sünni vardır.) İlk olayda suçu olmayan nice vatandaş da müebbet hapse çarptırıldı. Ama asıl provokatörler, failler, derin güçler görülmek istenmedi. Sivas olaylarında idama mahkûm edilen 33 sanık, yirmişer yıl hapse mahkûm edilen 4 sanık, yedişer buçuk hapis cezasına çarptırılan 27 sanık ve diğerleri, gerçekten suçlu muydu? Yoksa bir dergide hedef gösterilen nice masum Sünni vatandaş, pis bir oyuna kurban mı edildi? İkinci olayda ise yakalanan PKK`lılar, Erzincan valisi rahmetli Recep Yazıcıoğlu`nun çabalarına rağmen maalesef gizli bir el tarafından salıverilmiş olup hiçbir katil yargılanıp cezalandırılmamıştır.

Yıllardır Sivas-Madımak`taki cinayetleri nefret dili ve tahrik edici bir üslupla dile getirip olayın suçunu Sivas halkına ve Sünnilerin üzerine yıkmak isteyenler, her nedense bir defacık olsun Erzincan-Başbağlar köyündeki vahşi cinayetleri görmedi.
Son 50 yıllık dönemin en karanlık senesi olan 1993`te Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, eski Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı emekli Binbaşı Ahmet Cem Ersever ve 35 erin öldürülmesi; Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Maliye Bakanı Adnan

Kahveci`nin kaza süsü verilerek ortadan kaldırılması bir tesadüf müdür???

Haçlılar ile Siyonistler, Türk ve İslam düşmanlığında ortak hareket etmektedirler. Emperyalistler, yıllardır sömürdükleri İslam dünyasını kaybetmemek için Türkiye`yi sürekli olarak sağcı-solcu, Türkçü-Kürtçü, Alevi-Sünni, laik-dindar şeklinde bölüp parçalama peşinde olmuşlardır.
Sağcı-solcu kavgasını, Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmasını, 12 Eylül öncesi Maraş, Çorum, Taksim olaylarını tezgâhlayanlar da, 1993 Sivas/Madımak`ta 33 aydını öldürenler de, halkı provoke edenler de, 33 yıl memleketi yöneten 2.Abdülhamit`i devirenler de, bütün darbelerin (27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971,12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997) ve 30 yıldır ülkemize bela olan taşeron PKK`nın arkasındakiler de, faili meçhul denen cinayetleri işleyenler de, Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere kaza süsü verilerek önemli şahsiyetleri ortadan kaldıranlar da aynı zihniyet ve güçler.

Siyonist, Mason, Sabetayist zihniyetlilerin çoğu aramızda "Beyaz Türk" diye dolaşıyor. Çift kimlikli (kripto) Ermeni, Rum, Yahudi çok. Bir de bunların her gruptan taşeronları mevcut. Bu yapının içinde samimi vatanseverler de vardır ama bilmeden oraya hizmet ediyorlar. Tıpkı bilmeden 12 Eylül öncesi kullanılan dürüst sağcı ve solcular olduğu gibi.

Artık geçmişin sağlıklı muhasebesi yapılıp bir daha oyuna gelinmemelidir. Bütün katliamlara, zulümlere, darbelere nereden gelirse gelsin ve kime karşı yapılarsa yapılsın karşı çıkılmalıdır. Meselelere nefret dili ve tahrik edici bir üslupla değil; tarih şuuruyla sağduyu, hak ve adalet ölçüleriyle yaklaşmalıyız. Bin yıllık Alevi-Sünni kardeşliğine, Türk-Kürt kardeşliğine zarar verecek provokasyonlara karşı uyanık olmak zorundayız.

Bu katliamları gerçekleştiren uluslar arası emperyalist güçleri, arkasındaki şer odaklarını ve içerdeki taşeronları şiddetle lanetliyorum. Buralarda hunharca katledilen masum vatandaşlarımıza Allah`tan rahmet, sevenlerine sabırlar diliyorum. Sağduyu ile kalın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —