Muhsin YAZICIOĞLU suikastının üzerinden altı yıl geçti.
Bırakın olayın aydınlatılmasını , halen adli mercilerce dava açılabilmiş değil.
Altı yıldır soruşturma devam ediyor.
Soruşturma neticesinde dava açılacak.
Siz altı yıldır soruşturması devam eden bir dava duydunuz mu?
Duymadınızsa duymuş oldunuz.
Muhsin Yazıcıoğlu için “Yeni Türkiye`de” hukuk böyle işliyor.
Geçtiğimiz senelerde dönemin Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler`in “Muhsin Yazıcıoğlu suikastini devlet içindeki derin çeteler işlemiş olabilir.” açıklaması, ilk defa bir hükümet yetkilisi tarafından ifade edilmesi ile konuya başka bir boyut getirmişti…
Halbuki iktidar o güne kadar Ulaştırma Bakanı,
İçişleri Bakanı,
Başbakanlık Kriz Yönetim Başkanı,
Kahramanmaraş Valisi,
Kahramanmaraş Emniyet Müdürü,
Adana Jandarma Bölge Komutanlığı,
Kahramanmaraş Jandarma Alay Komutanlığı,
Kayseri Valisi,
Kayseri Emniyet Müdürü`nün hukuki ve idari sorumlulukları ile ilgili hiçbir işlem yapmamıştı…
Mecliste iki defa kurulan araştırma komisyonunda konunun kapatılma süreci de başka bir soru safhası…
İktidar yine geçtiğimiz yıl içinde konuyu araştıran savcıları başka yerlere atayarak binlerce sayfalık, yüzlerce klasörlük davayı bir kez daha ortada bırakmış oldu…
Yıllar geçtikçe AK Parti iktidarının Muhsin Yazıcıoğlu davasının çözümü sürecinde, Muhsin Yazıcıoğlu`nu sevenlerin kafalarında iktidarın davaya müdahalesi ile ilgili birçok soru cevabını beklemektedir.
İktidar ve iktidara yakın medya kuruluşlarına göre Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı Ergenekon davasında gizli tanık olur,
Çözüm sürecini destekler, akil insanlar arasında yerini alır,
CB seçimlerinde Erdoğan`a oy verirdi.
İşlerine geldiğinde Muhsin Yazıcıoğlu ismini kullanmakta beis görmeyen yüzsüzler, altı yıldır suikastın aydınlatılması noktasında kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.
“Helikopterin beynini keçiler mi çaldı” diyen eski Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül`e “keçilerden ve çobanından bir haber alabildiniz mi?” diye sorsak ayıp mı etmiş oluruz?
“Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimdi” demekten öteye geçmeyen şimdiki Cumhurbaşkanına “kardeşlik hukukunuzu da mı sıfırladınız” demek hakkımız değil mi?
Ya “Muhsin Yazıcıoğlu olayını aydınlatmak namus borcumuzdur” diyen Bülent Arınç`a “namus borcunu öde” deyince insafsızlık mı etmiş oluyoruz?
Biz bütün bunları ömrünün 41 yılını millet davasına, iman davasına harcamış olan bir dava liderinin bi hakkının teslimi için talep ediyoruz.
Adam olan sorumluluğunun ve görevinin gereğini yerine getirir.
Aksi halde zaman uzadıkça ( daha ne uzayacak 6 sene oldu ) başta Yazıcıoğlu`nun ailesi olmak üzere, Büyük Birlik Hareketi`nin mensupları ve Alperenler iktidarı sorumluluklarını yerine getirmediği noktasında suçlamaya devam edeceklerdir.
Bu insanları sizler, spor salonlarına, parklara, bulvarlara, sokaklara Muhsin Yazıcıoğlu`nun ismini vererek rahatlatamazsınız…
Çözüm çok basit…
Yargıya müdahaleden vazgeçin, yargının önünü açın.
25 Mart 2009 tarihinde kaybettiğimiz;
Ülkücülerin Muhsin Abisini…
Alperenlerin Liderini…
Allah`ın Davası`nın davacısı yiğit adamı…
Bir kez daha rahmetle minnetle anıyorum…
Ruhu şad olsun…Her daim kavgamızda yaşayacaksın.
Selam ve Dua ile