Bugün, 22 Aralık 2024 Pazar

Mehmet TÜRKAN


ARZULARSIN

ARZULARSIN


 Bu hafta iki kelamı bir araya getirmek içimden gelmiyor. Her zaman olduğu gibi şiire sığınıyorum ve doymak bilmeyen nefsimizi ve bitmek tükenmek bilmeyen arzularımızı, bir türlü köreltemediğimiz “ben”lerimizi güzel dile getiren Niyazi Mısri'nin “Arzularsın” şiirini sizlerle paylaşıyorum.

Nâdanı terk etmedin yârânı arzularsın,
Hayvânı sen geçmedin insânı arzularsın.

“Men arefe nefsehû fakad arefe Rabbehû” 
Nefsini sen bilmedin Subhânı arzularsın.

Sen bu evin kapusın henüz bulup açmadın, 
İçindeki kenz-i bî-pâyânı arzularsın.

Taşra üfürmek ile yalunlanır mı ocak,
Yönün Hakk'a dönmedin ihsânı arzularsın.

Dağlar gibi kuşatmış benlik günâhı seni,
Günâhın bilmeden gufrânı arzularsın.

Cevizin yeşil kabını yemekle dad bulunmaz, 
Zâhir ile ey fakîh Kur'ânı arzularsın.

Şarâbı sen içmedin sarhoş u mest olmadın, 
Nice Hakk emrine fermânı arzularsın.

Gurbetliğe düşmedin mihnete sataşmadın, 
Kebab olup pişmedin büryânı arzularsın.

Yabandasın evin yok bir yanmış ocağın yok. 
Issız dağın başında mihmânı arzularsın.

Ben bağı ile bostanı gezdim hıyâr bulmadım, 
Sen söğüt ağacından rummânı arzularsın.

Başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile 
Yunusleyin Niyâzi irfânı arzularsın. 
Niyazi Mısri