Bugün, 14 Haziran 2025 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


ERGUVAN TADINDA ŞİİRLER

ERGUVAN TADINDA ŞİİRLER


Araplar, erguvan ağacına arcuvan, arguvan gibi adlar verirken Farslar bu sözcüğü ergavan biçiminde telaffuz ederler. 
Eski Türk Edebiyatında gül ve lale kadar olmasa da şiire sokulmuştur. Rengi kırmızı olduğu için şarap ve dudak ile de anıldığı olur. Özellikle Osmanlı Devleti'nin en ihtişamlı döneminin sultanü'ş-şuara Baki, erguvanı bütün güzelliği ve debdebesiyle şiire konu eder. Baki, gül harmanını yakmak, gülün saltanatına son vermek için erguvanların nasıl tutuştuğunu anlatır:
Ergavanlar tutuşup hirmen-i gül yanmağ içün
Gülistan mülküne ateş kodu yer yer lale.
Baki, erguvan üzerine dökülmüş yağmur damlalarını görünce bunun inci ve yakutla süslü bir fidan sanır. Adeta, gülün pabucunu dama atıp, laleyi arka plana iter ve erguvanı yüceltir. 
Dür ü yakut ile bir nahl-i murassa sandum
Ergavan üzre dökilmiş katerat-ı emtar.
Tanpınar, Baki'nin erguvan sevgisini şöyle anlatır: "Baki renkliyi, parıltıyı ve kıymetli olanı sever. Onun hiçbir riyazeti yoktur. Düşünün ki, ağaçlar içinde en çok sevdiği, kendi başına bir sefahat olan erguvandır. Baki, sadece bu ağacı sevmekle kalmaz, sevgilisini erguvani elbiselerle bile giydirir."
Romalı askerler, Hz. İsa'ya erguvani elbise giydirmişlerdi. Baki, erguvani elbiseyi sevgilisine giydirir.
Aynı yüzyılın şairi Hayali: Erguvanın kırmızı rengini diline dolar ve güzellik bahçesinde servi olmayı nasihat eder. Böylece yaprak dökümünden kurtulur. Âşıkların kanına girip o kanın rengi gibi olan erguvan fidanı olmamalıdır:
 Letafet bağına serv ol, giriftar-ı hazan olma
 Girip kanına uşşakın nihal-i erguvan olma
Kul Mehmed; erguvanı cismiyle ele alır:
Misal-i Revza'dır Cennet-i Rıdvan
Firdevs bahçesine bezemiş cihan
Kırmızı hülleler giymiş erguvan
Servi dalı başın sallar durmayıp.
Şairlere göre bahar tablosunun bir parçasıdır erguvan.
Nizami; ‘Eğer sevgilinin boyu-posu ve yanağı yolunda canını feda ederse, mezarında, göğsünün üzerinde servi ve erguvan ağacı büyüyeceğini düşünür.
Ger edersem kodd ü ruhsarın yolunda can revan
Bitiser sinümde sinem üzre serv ü ergavan
Sevgilinin boyu-posu Nizami’ye bir servi bağışlayacak ve yanağı; renginden dolayı erguvan ağacına dönüşecektir. 
Şeyh Galib, sembollerle donattığı Hüsn ü Aşk mesnevisinde erguvanı da kullanır. Bahar tasvirlerinde erguvandan söz açar. Bu söz açmalar, türlü türlü edebi sanatlar vasıtasıyladır. 
Dag-ı gamı gül-feşan sanurlar 
Kan ırmağın ergavan sanurlar
Gamla dağlanmış bedenlerindeki dağları, güller saçan bir bahçe, kan ırmağını da erguvan sanırlar. Gülün goncayken kırmızı kırmızı açılması onun gülüşüdür. Erguvan ağacının çiçeklenmesiyse dallarının gözyaşlarını dökmesi gibidir.
Şeyh Galib'le birlikte erguvan da şiir dünyamızdan çekilmiştir.