Bugün, 17 Mart 2025 Pazartesi

Zeki ORDU


ABDULLAH KUŞKOVAN’A AİT BİR HATIRA

ABDULLAH KUŞKOVAN’A AİT BİR HATIRA


 Dost meclislerinde sohbet ederken bazen bir konu dikkatinizi çekebilir. Ya güncel bir konudur ya da sıra dışı denilen konudur. Öyle veya böyle hafızanızda yer etmiştir.
Belki bu hatırayı başkasına naklederken size  “Bunda ne var?” diyen de olabilir. Olsun! 
Ben Değerli dostum ve meslektaşım Abdullah Kuşkovan’a ait bir hatıramı kaleme almak istiyorum.  Hatıram dedim se yanlış anlaşılmasın asıl Abdullah Kuşkovan’a ait bir hatıra ancak dikkatimi çektiği için sizlere de nakletmek istiyorum.
Abdullah Hoca ile Terme’de çay eşliğinde sohbet ederken konu mesleki hatıralara geldi. Öğretmen milletinde hatıra olmaz mı? Konu da divan şiirinde “güzel” kavramıydı. 
Ben Divan edebiyatında “güzel” nasıl bir şeymiş denildiğinde aklıma büyük şair Nedim gelir. Çünkü Nedim’in; “Serv-i revan” diye addettiği bazen de “Peri suret” diye tanımladığı bir “Afet-i devran” yani…
Biz gelelim Abdullah Kuşkovan’ın hatırasına. Abdullah Hoca; “Bir gün divan şiirinde güzel kavramı üzerinde ders işliyorduk.  Güzeli; uzun boylu, kalem kaşlı, kara gözlü, beyaz tenli, ince belli ve buna benzer fiziki özelliklerinin yanında; naz, cilve, işve ve tavırları hakkında da konuşuyorduk. Sınıfta bir sessizlik vardı.  Artık dünya mekânında var olup olmadığı tartışılacak kadar övgü dolu kelimeler art arda sıralanınca bir kız öğrenci sessizliği bozdu.” 
Biz vaziyetin devamını bekliyoruz merakla.   Abdullah Hoca “Bir kız öğrenci elini hiddetle masaya vuruyor ve “Nerede bu güzel hocam?” diyor.” 
Hep birlikte Abdullah Kuşkovan’ın bu durumdan nasıl çıkacağını düşünürken, o anlatmaya devam ediyor.  “Ben bir miktar durduktan sonra sınıfa dönüp erkeklerden  ‘Sevgilisi olan var mı?’ diye sordum.  Aradan az zaman geçti bir öğrencim parmak kaldırdı ve ‘Benim var hocam’ dedi. Ben de ‘Sevgilin güzel mi?’ diye sordum. Bana ‘sizin anlattığınızdan daha güzel hocam’ dedi. Daha sonra bundan cesaret alan diğer erkek öğrenciler de böyle şeyler söyledi.”
 Abdullah Hoca; “Gördünüz mü herkesin sevgilisi kendine göre çok güzel dedim.”
Bu durum bana meslek hayatımda bazı zamanları hatırlattı. Çünkü sınıfın dikkatini bir noktaya teksif edebilirsen mutlaka bir soruyla karşılaşabilirsin. Zaten soru sorduran öğretmen işini başarı ile yapmış demektir. Merak duygusunu uyandırmak herkesin harcı değildir. Bu hususta Abdullah Kuşkovan Hocamı tebrik ediyorum.
Ayrıca böyle bir konuda soru soracak kişinin kız öğrenci olması gerektiğini düşünüyorum. Bir “Fıtrat” ve “sosyolojik” bir durum. Muhtemel bütün kızlar kendilerini en güzel olarak görmüş olabilir. Bu hususta şiirde “remz” bile olsa kendinden güzel birinin varlığını kabul etmek bu cinsin kolay kabul edebileceği bir durum değil.
İnsan dostlarıyla yaptığı sohbetleri unutamaz. Abdullah Hoca ile aramızda geçmiş olan bu hatırayı kaleme almakla onu hep hatırlayacağımı göstermek istedim. Aynı zamanda Abdullah Hocanın tanıdıklarından bu yazıyı okuyan, haberi olan olursa, birbirimizi görmeden tanıdığımız ortak dostlarımızın olmasına vesile olacaktır.
 Bazı hatıraları insanın kendisinin yazmasından tanıdıklarının yazması daha tesirli olabilir. Çünkü hafızada kalabilecek kadar mühim bir hatıra olamasa hemen unutulurdu. Mademki Abdullah Hocamız unutmamış bize anlatmış biz de tarihe havale edelim istedik.
Abdullah Hocama en kalbi muhabbetlerimi sunar; zât-ı âlillerine bundan sonraki hayatında sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.