Bugün, 5 Ocak 2025 Pazar

B.Rahmi ÖZEN


AH BU GECELER

AH BU GECELER


 Geceler, Rabbimizin azabından kurtuluş için en mühim dönüş vakitleridir.  “Hiçbir gece yoktur ki, güneş doğana kadar gökyüzünden: Dua eden yok mu, duasına icabet edilsin; tövbe eden yok mu, tövbesi kabul olsun; isteyen yok mu, istediği verilsin!” seslenişi gelmesin. Geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi peygamberlere inen ilahi mesajlar, çoğunlukla geceleyin gelmiştir.  Peygamberliğin ilk müjdeleri olan sadık rüyalar, ilham bahşeden gecelerin ruhaniyetinde vuku bulmuştur. 
Hazret-i Peygamber dünyayı teşrifleri gecenin seher vaktindedir. Miraç ve isra bir gece yolculuğudur. Yüce Kur'ân'ın dünya semasına inmeye başlaması Kadir Gecesindedir. 
Olgunluğa erişmiş Mü'minler için geceler, derunundaki sükûnet ve feyizle çok müstesna bir ganimettir. Bu ganimetin değerini bilenler, bütün yaratılmışların sükûna çekilerek âlemi derin bir sükûnetin kapladığı hengâmda, dua, ibadet ve Hakk'a yanık dönüşleri kabulü için Rablerine teveccüh etmenin feyizli anını bulurlar.  Geceyi ve seheri uyanık geçirenleri için:   “Onlar geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.”   
Geceler, tatlı ve yumuşak yatakları sırf Rabbimiz için terk ederek ilâhî huzura yalnızca muhabbet ve aşk sebebiyle baş koyma zamanıdır. Geceleri kılınan namazlar ve yapılan zikirler Allah'a yakınlık bakımından önemlidir. Gönüllerde Rabbimize aşk ve muhabbetimizin şiddeti ne kadarsa, gece namazına rağbet de o derecede tezahür eder. Denilebilir ki gece namazı ve tespihler, en yüce Dost ile buluşup sohbet etme mahiyetini taşır. Herkes uyurken uyanık Rahman'ın rahmet iklimine girmek, muhabbet ve merhamet meclisine dâhil olan müstesna kullarından olmak demektir.  
Gündüzleri, kazanç teminiyle yorulan bedenler, dert anlatmaktan bezgin ve bitkin dudaklar, türlü çalışmalarla durgunlaşan kollar ve bacaklar, günün yükü altında ağırlaşan gövdeler, tam bir istirahat hasretini hissederken, ufuklar loşlaşır, akşamlar tüllenmeye başlar. Gecenin gelişiyle artık günün dekoru değişmiştir. Günün meşgaleleriyle yorulan sinirlerimize ve çöken sinelerimize karşı gece, serin karanlıkları, sükûtu ve sanki teselli parıltılarıyla muhteşem bir tablo sergiler. Bu tabloyu eğerlendirmek gerekir, muhterem dostlarım! 
“...Gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ akıl erdirmez misiniz?”