Bu bir spor yazsı değildir…
Bu, “Delice bir sevdanın” hudutlar aşan küçük bir hikâyesidir.
Delice, güzel ülkemizin mütevazı ilçelerinden biridir. Orada yaşayan insanların da bir hikâyesi vardır. Sadece insanların mı? Bazen coğrafyanın da kendine has hikâyesi bulunur.
Kırıkkale iline bağlı olan Delice ilçesine ait kısacık ziyarete geçmeden önce biraz da yazının başlığı ile ilgili birkaç kelam edelim.
Sporla yakından ilgileneler bilir ki dünyanın her yerinde tanınan futbol takımları vardır. Real Madrid ve Arsenal bu takımlardan sadece ikisidir. Real Madrid, İspanya; Arsenal da İngiltere liginde top koşturan takımlardandır.
Konunun Delice ilçesi ile alakası ne?
2025 yılının ramazan ayının 25'i günü yolum Delice
Cumhuriyet İlkokuluna düştü. Mart ayının da 25'iydi. Ankara'dan Ünye'ye gitmek için yola çıkmıştım. Emekli bir eğitimci olduğum için bu tür seyahatlerimde bazı okulları ziyaret eder, yeni kişiler ile tanışır, bölgeye dair bazı bilgiler alırdım.
Öyle anlardan biriydi. Okula vardığımda, beni Okul Müdür Levent Güler Beyefendi karşıladı. Makamına davet etti. İşin içinde eğitimcilik de olunca önceleri okul ve eğitim üzerine sohbet ettik. Daha sonra konu “Delice ilçesine” geldi.
Müdür Bey konuyla daha farklı bilgiler almam için okul personellerinden Serdar Dikmen'i de odasına davet etti. Serdar Dikmen Bey Delice ile ilgili sorularıma gayet net cevaplar verdi. Zamanı gelince bu hususlar üzerinde de yazacağım. Şimdilik hatıralarım arasında not edilmiş halde duruyor.
Levent Güler Beyefendi mütebessim çehresi ile bizde yabancılık hissi uyandırmadı. Samimi davranışları ile rahat hareket etmemize yardımcı oldu. Çünkü konuştuğumuz konular bölgeye yani ülkeye dairdi.
Levent Güler Beyefendi bulunduğu yeri iyi tanıyan biri. Elbette bu da idari başarısını artıracaktır. Ayrıca veliler ile münasebetlerde daha olumlu karar vermesine katkı sağlayacaktır. Bana daha çok yardım edebilmek için Serdar Dikmen'i de davet etti. Serdar Bey, Deliceli olması dolayısıyla ilçeye daha hâkimdi.
Serdar Bey; ilçenin üzümünden, üzüm bağlarından bahsetti. Üzüm ile yapılan diğer mamulleri anlattı. Bölgede; pestil, kuru üzüm başta olmak üzere, hayvancılık ahalinin önemli geçim kaynağı olduğunu söyledi. Salça, pekmez, konserve derken iş Delice tuzuna kadar geldi.
Ben, bahsedilen tuzu “kaya tuzu” olarak bilinen tuzlardan sandım ve “Burada kaya tuzu da mı var” diye kasıtsız ama acemice bir soru sordum. Meğer bahsettiği tuzun hem fiziki, hem kimyasal hem de biyolojik yapısı çok farklıymış. Emekli bir “Fen Bilimleri” öğretmeni olarak konu daha çok dikkatimi çekti. Ancak dakika geçmeden yeni sürprizler karşıma çıkıyordu. Meğer bu tuzu İngiltere Premier Lig takımlarından Arsenal alıp sporcuların yemekleri için de kullanıyormuş.
Vaziyet bu andan itibaren “Tuzun terkibinden” çok, sosyoekonomik boyutuna geldi. Öyle ki artık “Sınırlar ötesi” bir durumdan bahsediyoruz…
Bu konuyu duyduktan sonra daha önceki notlarımı bir kenara bırakarak -ki oraya başka yazılarımda yine geleceğim- tuz ve ihraç konusu üzerinde biraz konuştuk. Ancak aylardan ramazan ve benim yolcu ve mesainin de olması uzun kalmamanı gerektiriyordu. Nasıl olsa yeniden uğrarım diye kısa süre sonra okuldan ve Delice'den ayrıldım.
Bu tuz ve diğer konularda yine yazacağım kısmetse. Öncelikle misafirperverliklerinden dolayı Okul Müdürü Levent Güler Beyefendi'ye, verdiği bilgilerden dolayı Serdar Dikmen Beyefendi'ye çok teşekkür ederim. Yolum düşünce okulunuzu tekrar ziyaret edeceğim.
Bu arada Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında birbirlerine düşen Arsenal ve Real Madrid takımlarından Arsenal; rakibini 3-0 ve 2-1 yenerek tur atladı. Delice tuzu etkisini sporda da gösterdi demek ki...
Delice ve Delicelilere en kalbi selamlarımı yolluyorum.