Bugün, 3 Temmuz 2024 Çarşamba

Selim EROĞLU


ASLAN NEHİR ASLAN

ASLAN NEHİR ASLAN


 Mesleğim icabı bu zamana kadar binlerce öğrencim oldu. İçlerinden unuttuklarım oldu, unutmadıklarım, unutamadıklarım oldu. Sevmediğim öğrencim hiç olmadı lakin çok sevdiklerim oldu. 
  İçlerinden biri var ki onu hiç unutmadım ve çok sevdim. Kendisi benden ne öğrendi bilemem, kendisine sormak lazım, ama ben bir öğretmen olarak kendisinden çok şey öğrendim. Öğrenmeye de devam ediyorum. Ömrüm oldukça da devam edecek. Bir öğretmen öğrencisinden ne öğrenebilir ki diye düşünceleriniz olabilir. Yunus Emre’ nin dediği gibi “bir ulu nazarla bakınca insanoğlu yerdeki karıncadan bile çok şey öğrenebilir”. Aslında kainattaki her şey bizim için öğrenme vesilesidir. Hiçbir şey boş yaratılmamıştır. Başımıza gelenlerse asla tesadüf değildir.
Bu girizgahtan sonra kimden bahsettiğimi merak etmişsinizdir. Sizi daha fazla meraklandırmayayım.
     Bülent Çavuşoğlu’ ndan  öğrencim  Nehir Aslan ‘dan bahsediyorum.
Nehir’i lise birinci sınıfta tanıdım. Okulumuza yeni gelmişti. Diğer öğrencilerden her  haliyle  farklıydı. Onu farklı kılan kaderiydi. Onun kaderi diğerlerinin kaderinden çok farklıydı. “Kul kaderini yaşar” diye felsefi bir söz vardır, bunun tipik ve canlı örneği Nehir ‘dir. Nehir kaderin vücut bulmuş halidir. Nehir’ in lise boyunca dersine girdim. Yanılmıyorsam sınıf öğretmenliğini de yaptım. Bu zaman zarfında kendisiyle bir dünya kelamı bile konuşmadık, konuşamadık. Konuşma imkanımız olmadı. Nasıl olur, insan dört yıl boyunca öğrencisiyle hiç konuşmaz mı diye düşünenleriniz hatta kızanlarınız olabilir. Oluyor işte. Kader böyle bir şey, nasıl tecelli edeceği bilinmiyor.
    Nehir doğuştan kas hastasıydı. Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa düçar olmuştu.Bu haliyle bile hayattan hiç kopmamıştı, ilk ve ortaokulu yaşadığı Evci’ de tamamlamış orta sonda sınava girerek bir zamanlar tüm ilçenin hayali olan Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesini kazanmış. Hem de yüksek bir puanla. Haliyle Evci den hergün okula gidip gelmek zor. Bu durumda en büyük fedakarlık anne ve babasına düşmüş. Sırf Nehir’in istikbali için ilçe merkezine taşınmışlar. Hemen okulun yanında bir ev kiralamışlar.
   Nehir, tek başına okula gidip gelemiyordu dört yıl boyunca onu okula ailesi getirip götürdü. Babası, evin nafakasını temin ile meşgul olduğundan kendisini pek göremiyorduk. Onunla daha ziyade , tanıdığım en fedakar kadın olan annesi ilgileniyordu. Çocuğuna olan merhamet dolu bakışını hiç unutamıyorum. Nasıl başarırdı bilemiyorum, daima neşeli görünürdü. İçinde ne fırtınalar kopardı bizce malum değil.
   Nehir, tek başına yürüyemediği gibi konuşamıyordu da. Dünya kelamıyla hiç konuşamadık deyişim ondan. Eli kalem tutuyor muydu, yazabiliyor muydu, pek hatırlamıyorum. Galiba yazamıyordu da. 
   Sınıf arkadaşları, hatta tüm okul Nehir’e çok sahip çıktı. Yanında daima iki öğrenci bulunurdu, her ihtiyacında yardımcı olurlardı. Arkadaşları nehir’i bağrına bastı, asla ötekileştirme garabetine düşmediler. Nehir’i kendilerinden farklı görmediler.
   Şimdilerde “benim çocuğum engellilerle aynı ortamda bulunmasın, psikolojisi bozuluyor” diyen velileri duyunca cinnet geçiriyorum. Bazı velilerin bu anlayışı asıl benim psikolojimi bozdu.
    Nehir, dört yıllık okulu başarıyla ve dereceyle bitirdi. Mezuniyet  öreninde sunucuydum. Nehir, anne ve babasının kollarında şeref kürsüsüne çıkarken koca bahçe alkıştan yıkılıyordu. Nehir ve ailesi imkansızı başarmıştı. 
   Nehir hiç ara vermeden Tokat’ta mekatronik Mühendisliği ‘ni kazandı. Bu sefer ailesi Nehir için Tokat ‘a taşındı. üniversiteyi de başarıyla ve dereceyle bitirdi . Birkaç özel sektörde mühendis olarak çalıştı. 2016 yılında yüksek bir puanla Orman Genel Müdürlüğün ‘de mekatronik mühendisi olarak işe başladı. Sekiz yıldır ailesiyle birlikte Ankara’ da yaşıyor ve başarılı  bir mühendis olarak çalışmaya devam ediyor. 
    Liseden sonra Nehir’i yüz yüze hiç görmedim , memlekete gelip gidiyor mu bilmiyorum. Yüz üze görüşmek çok isterim. Kendisini sosyal medyadan takip ediyorum. Başarılarıyla hasbelkader bir öğretmeni olarak iftihar ediyorum. Asıl başarı fedakar ve cefakar ailesinin. Pes etmediler, imkansızı başardılar. 
   Gıyabında Nehir’in her başarısını alkışladım, takdir ettim, teşvik ettim ve yeni nesile örnek gösterdim. 
    Azim ve kararlılık hususunda örnek alınacak biri varsa ilk sıraya Nehir’i yazarım.
  Duydum ki Nehir’in hayatı birilerinin dikkkatini çekmiş. Yapımcılar Nehir’in belgeselini yapmaya karar vermişler. Geç  de olsa alkışlanacak bir durum. 
  Tez elden Nehir tüm Türkiye ye ve tüm dünya ya örnek gösterilmeli.
  Nehir’ in başarılı olduğu bir dünyada çare değil bahane üretenlere diyecek bir şey bulamıyorum.