Nazmi KILIÇ

Tarih: 20.06.2024 14:51

BAKIŞ AÇISI

Facebook Twitter Linked-in


 İnsanların birbirleri hakkında düşünceleri dünya görüşlerini açığa çıkarır. Eğer bir insanı tanımak istiyorsanız arkadaşı hakkındaki görüşlerini dikkate almanız yeterli olabilir. İnsanlık hereksin birbirine verdiği değerle yücelir.
 Günümüzde insanların birbirine karşı daha duyarlı olduklarını beyan etmelerine rağmen, kendi nefsanî arzularına mağlup olması sebebiyle bütün insanlığı sıkıntıya sokacak faaliyetler içinde olduğu görülmektedir. Hatta kendisi de bu tehdidin içinde olmasına rağmen zarar vermeye devam edebilmektedir. 
 İnsanın hizmet aşkı insanlık adına değil de kendi adına olması ister istemez sevgi bağlarının kopmasına sebep oluyor. Artık bırakalım toplumlar arası iletişimsizliği, aile bireyleri arasında problemlerin yaşandığını görüyoruz.
 İnsanlar birbirleriyle kenetlenmediği, her insan insanlığı düşünerek hizmet etmediği sürece beşeri ilişkilerde zayıflık her zaman görülür. Her yerde insanların birbirleriyle boğuşuyor olması aslında dünyanın küçük oluşu değil, insanların kalplerinin küçücük olması değil de nedir?
 Aşağıda iki gönül adamının birbirleri hakkındaki düşüncelerini incelediğimizde kendimize uygun ders çıkarabiliriz. Elbette onlar hem yaşadığı döneme, hem de her döneme yaşantılarıyla örnek oldular. Bize düşen gereken dersi alabilmek   
Adamın biri girdiği kötü yoldan kazandığı parayla bir inek almış. Sonra, yaptıklarından pişman olmuş. İyi bir şey yapmak için, ineği Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına bağışlamak istemiş.  
 O zamanlar dergâhlar, aşevi işlevi de görüyormuş. Gitmiş, Hacı Bektaş Veli’ye danışmış. Hacı Bektaş Veli, “Helâl değil” diye bu ineği geri çevirmiş. Bunu üzerine, Mevlevi Dergâhına gitmiş. Mevlana bu hediyeyi kabul etmiş.
 Adam, daha önce Hacı Bektaş Veli’nin bu ineği kabul etmediğini söylemiş. Bunun sebebini sormuş.       
 Mevlana, “Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz. Ama o kabul etmeyebilir.”demiş. 
 Adam üşenmemiş, kalkmış Hacı Bektaş Veli Dergâhı’na gitmiş. Hacı Bektaş Veli’ye; Mevlana’nın hediyeyi kabul ettiğini söylemiş.
 “Bunun sebebini bir de siz açıklar mısınız?” diye sormuş. Hacı Bektaş Veli’de şöyle demiş:“Bizim gönlümüz su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir, ama onun engin gönlü kirlenmez. Onun için, hediyeni kabul etmiştir.”
Birbirlerini yermeyen, kırmayan…
Dostlarının sözlerini iyiye yoran, yücelten… 
Böylesine bilge insanlar nerede şimdi? 
 Aramadan, sormadan yapamıyor insan. Bu insanlar yaşadıkları devirde etrafındaki insanlara ışık olmakla kalmamışlar. Onların düşünceleri günümüz insanına bile ışık tutmaktadır. Mevlana Celalettin Rumi hazretleri için düzenlenen şevi aruz törenlerinde ne büyük bir nimete sahip olduğumuzu bir kez daha hatırladık. Ben bu insanları ülkemizin temeli olarak görüyorum. Onlar manevi varlıklarıyla topraklarımızı sımsıkı bir şekilde mucizevî bir şekilde koruyucuları olarak görüyorum. 
 Onlar manevi bekçilerimizdir. Sürekli uçurumun kıyısından dönmemizin sebebidirler. Ne kadar özel olduğumuz bu açıdan baktığımızda daha iyi görülmektedir. Allah bu insanları başımızdan eksik etmesin. Bu insanların ışığından cümlemizi mahrum etmesin. Sağlıcakla kalın.   


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —