Hemşerimiz, Samsun Vergi Dairesi Müdürü, şair- yazar, Celal Demir'in son romanı “Baykuş Geçidi” ni okuyup bitirmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Çünkü son görüşmemizde okuyacağıma dair söz vermiştim kendisine.
Yazar, takdim'de romanı gerçek hayattan ilham alarak yazdığını belirtiyor. Şahıslara saygı gereği bazı isimlerde değişikliğe gittiğini söylüyor.
Oldukça kalın bir kitap. Sayfa sayısı hakkında kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Çünkü yayın evi sayfaları numaralandırmayı ihmal etmiş. Tahminimce 500 sayfa kadar var. Umarım bu eksiklik, sonraki baskılarda düzeltilir.
Yazarın anlatımını çok beğendim. Eser çok sürükleyici ve akıcı. Konu sizi alıp götürüyor. Okurken elinizden bırakasınız gelmiyor. “Acaba ne olacak” sorusu daima aklınızdan geçiyor. Bir romanı okutturan en önemli unsur meraktır. Sonrasını merak ediyorsanız o eseri okursunuz. Polisiye romanı havası var, labirent gibi. Sorular soru içerisinde. Acaba Şimal'in evliliği hususunda dayıları ne karar verecek? Meçhul kurşunlar nereden geldi ve kimler attı? Şule, babasının katili Ömer'le evlenecek mi? Bunlar merak unsuru içerisinde anlatılmış. Diyaloglar çok başarılı. Kahramanlar birbirleriyle gerçekçi bir şekilde konuşturulmuş. Yapmacıklık pek yok. Yer yer yazar, kahramanların ağzından kendi fikirlerini de okuyucuya aksettirmeyi ihmal etmiyor. Bir nevi üstü örülü mesaj veriyor. Şimdilerde buna sübliminal mesaj diyorlar herhalde. Yazarın düşünce dünyası ve felsefesi gelişmişe benziyor. Dikkatle okuyunca “Baykuş Geçidi”nden aforizmalar diye yüzlerce cümle çıkar ortaya. Necip Fazıl'dan, bilhassa Mevlana'dan güzel alıntılar var. Mekân ve şahıs tasvirleri oldukça edebi ve gerçekçi. Olay örgüsü iyi kurgulanmış ve mükemmel bir şekilde hikâye edilmiş.
Zamanın ruhuna ve coğrafi özelliklere bağlı kalınarak mahalli kelimeler, ifadeler, ibareler kullanılmaya çalışılmış. Kesan, çürük ay, ağa, bunlardan bazıları. Kahramanlar yer yer uydurulmuş kelimeler kullanıyorlar. O zamanda bu kelimeler var mıydı, kafama takılmadı değil.
Bir köy romanı diyebiliriz. Konu öncelikle, Araklı'nın Guguda ve Çamlıköy adlı köylerinde geçiyor. Diğer mekânlar, Perşembe Öğretmen Okulu, Sivas, Amasya, Samsun, tabi özellikle romana adını veren Baykuş Geçidi. Araklı bölgesinde bu adda bir yer var mıdır, varsa uğursuzluğundan dolayı mı bu isim verilmiştir, merak ettim. Yazara bizzat sorup öğreneceğim.
Baykuş Geçidi'nde istenmeden, kısmen fail-i meçhul bir cinayet işleniyor ve ondan sonra işler arap saçına dönüyor. Bir kez daha evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Biz Türkler'de aile ve namus mefhumu çok önemlidir. Namus uğruna gerekirse cinayetler işlenir. Namusa el uzatanlar, namusu korumakla görevli olanlar olursa işte o an bütün ipler kopar. Namus, şahsi bir mesele değildir. Ailevi ve sosyal bir meseledir. Bütün toplumu alakadar eder. İnsan ne olursa olsun eline, beline, diline hâkim olmalıdır. Söz konusu namussa gerisi teferruattır. Namusun tehlikeye düştüğü anda Sütçü İmam Cuma'yı bile kıldırmamıştır. Öyle anlaşılıyor ki namus namazdan önce gelmektedir. Resmi bir görevlinin bir anlık zaafı yüzünden şahıslar, aileler, sülaleler, aşiretler perme perişan oldu. Gözyaşı dökmemek, üzülmemek mümkün değil. İbret nazarıyla okuyanlar için çıkarılacak çok dersler var.
Eserde çok güzel bir masal havası var. Yazar, Türk filmlerinden ve masallarından oldukça etkilenmişe benziyor. Keşke hayat hep böyle mutlu sonla bitse. Perşembe Öğretmen Okulu'nda birbirini halisane duygularla seven Ömer ve Şule'nin sonradan babasının katili olduğunu öğrendiği Ömer'le evlenecek mi? Aileler, çevre, dünyaya gelecek çocuklar olaya ne der? Sorular soru içerisinde.
Celal Abi, romantik davranarak eserini mutlu sonla bitirmiş. Güzel de yapmış. Büyüklerin hatalarının bedelini küçükler ödememeli. Kitaplar öyle yazıyorsa da hayat öyle demiyor.
Roman, nehir romana dönüşmeli. Bu, burada bitmemeli. Şule ile Ömer'in bundan sonraki hayatları da romanlaştırılmalı. Mesela yeni romanın adı Çamlıbel Geçidi olabilir. Kim bilir Çamlıbel Geçidi yola çıkmıştır bile. Beklemek hakkımdır diye düşünüyorum.
Velut yazarımız Celal Demir'i tebrik ediyor, yeni eserlerini beklediğimi ifade etmek istiyorum.