Seyfi GÜNAÇTI

Tarih: 06.12.2021 09:00

Ben Kapitalizm

Facebook Twitter Linked-in

“Merhaba. Ben kapitalizm!

Küçük kızlarınızı Barbi bebeklerle büyüttüm. Kızlarınızın bugün sizden estetik operasyon için para istemelerine neden şaşırıyorsunuz?

Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım. İstediğimi de elde ettim. 17 yaşındaki kızların çoğu dış görünüşlerinden rahatsız. Bir kadının bir moda dergisini 15 dakika karıştırması, kendi vücudunu beğenmemesine yetiyor.(Belki 15 dakikaya da gerek kalmıyor! SG)

Ben kapitalizmim!

Kadınlara sesleniyorum. Lütfen birer obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden Victoria’s Secret’a koşun. Avuç içi kadar çamaşıra 80 Dolar verince çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum. (Hesap ettim; 80 dolar bugün 1.098.00 TL ediyor.)

Ben kapitalizmim! Yine başardım. Bütün kadınları, dolapları tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım.

Ben kapitalizmim! Starbucks için kahve üreten bir çiftçinin, oradan bir bardak kahve satın alabilmesi için 3 gün çalışması gerek.

Ben kapitalizmim!

Tayland’da Disney Fabrikası için çalışan bir çocuğun Disneyland’a girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek. İşte ben buyum; Ben kapitalizmim!

Ben kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz? Artık farkına varın; taptığınız tek tanrı benim!”

Amerikalı Maliyeci Joseph Stiglitz’in, Kapitalizm’i tanıtımından bir kaç cümle paylaştım. Kapitalizmin marifetleri(!) bundan çok daha fazlasıdır. Hepsini buraya alsam sütunum yetmez.

Uzatmadan soralım:

“İnsanları hesapsız harcamaya yönlendiren kapitalizm midir yoksa moda tutkusu mudur?”

Buna cevap verdiyseniz bir soru daha:

“Modayı doğuran, besleyip büyüten, aramıza salan kapitalizm midir?”

Moda tutkusu bütün dünyada var. En çok da kadınlara hitap ediyor.

Ya da şöyle diyelim: “Modanın en çok etkisinde kalanlar, kadınlardır.”

Bunu neye dayanarak söylüyorum? Anlatayım:

On sene kadar önce Samsun Mecidiye Çarşısı’nda dolaşırken bir mağazanın vitrininde ‘% 40 indirim’ yazısı gözüme ilişti. Gelip geçerken görüp beğendiğim fakat yüksek fiyatı sebebiyle almadığım gömlek işte vitrinde duruyordu. “Hazır indirim başlamışken almanın tam zamanı” dedim.

Satış görevlisine yaklaştım. “İndirimle birlikte bu gömleğin fiyatı şuraya mı iniyor?” dedim.

Görevlinin cevabı beni şaşırttı: “Hayır. Erkek giysilerinde indirim yok!”

Sebebini sordum. “Erkek giysilerinin modası çabuk geçmez. Fakat bu seneki kadın giysilerine gelecek sene alıcı bulamazsın!” dedi.

Görevlinin açıklamasından sonra modanın hedef kitlesini daha iyi anladım.

Bu durumda, “Kadınlar ihtiyaca göre değil modaya göre alış veriş yapıyor” desek, sanırım yanlış söylemiş olmayız.

Peki nedir bu moda? Ne menem bir şeydir?

Sözlüğe baktım. İşte anlı şanlı modanın tarifi:

“Süslenme özentisi ya da değişiklik ihtiyacıyla toplum hayatına giren geçici yenilik.”

Allanıp pullanan, bize ve özellikle kadınlara çekici gösterilen moda, tanımdaki kadar masum değil. Onun rüzgârına kapılanlar ne örf ve adet bilir, ne değer tanır. Öyle olur ki; evlat babayı, kadın kocayı dinlemez hale gelir. Aile içi kavgalar ve kuşak çatışmaları çıkar.

Rabbim bizi ve ailemizi her türlü zararlı etkilerden korusun!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —