Bugün, 25 Mart 2025 Salı

Zeki ORDU


BİR GÖNÜL ISLIĞI MESAFESİ: ÇANAKÇI

BİR GÖNÜL ISLIĞI MESAFESİ: ÇANAKÇI


 Çanakçı'ya hiç gideniniz var mı?  Gitmediyseniz mutlaka bir kere ziyaret ediniz! Şimdi bana “Nesi meşhur? diye sormayın! Hemen cevap vereyim: İnsanı meşhur.
Çanakçı daha önceleri Görele'ye bağlı bir yerleşim merkezi. Şimdi Giresun'un ilçelerinden biri.   Dört mahalle 16 köyden ibaret bir yer. Coğrafya, karakteristik Karadeniz özellikleri taşıyor. Dağlık… Az bulunan düzlüklere meskenler yapılmış. Şehir tabiatla baş başa. Sakin ve huzurlu…
Yağmurlu bir günde uğradım Çanakçı'ya. Öne şehrin mücavir alan denilen yerini gezdim biraz. Halk Eğitimi Merkezi'nde Mustafa Karaman ile tanıştım.  Daha sonra İlçe Halk Kütüphanesi görevlisi Şenol Gümüş Bey ile sohbetimiz oldu. Her ikisi ile de bulundukları yer hakkında bilgi alış-verişinde bulunduk.
Daha sonra Çanakçı Belediyesine uğradım. Şimdi ismini hatırlamadığım bir bey karşıladı beni. Belediye işçisi imiş. Telefonumu aldı. Belediye Başkanı  Sayın Tuncay Kasım Bey'in gelişini haber vereceğini söyledi. 
Şehri tekrar dolaşmaya çıktım. Mimari yapı diğer ilçelerimizde de olduğu gibi ahşaptan betonarmeye doğru bir değişim göstermiş. 
Daha sonra Belediye Başkanı Sayın Tuncay Kasım Bey ile görüştüm. Sohbetimiz kültürel sahaya doğru ilerledi. Sonra makamından beraberce çıkıp yeni yapılmış bir park yerine doğru ilerledik. Havayı iyice sis kaplamaya başlamıştı. Tesis bir ırmak kenarındaydı.  Vatandaşlara açık. Çok dinlendirici bir yerdi.
Biz Sayın Başkan ile tesise doğru ilerlerken kaldırım taşıyla döşeli bir yerden geçiyorduk. Ve yolun bir yerinde bir yola düşmüş bir kaldırım taşı vardı.  Tuncay Kasım Bey o yere düşmüş taşı düştüğü yerden aldı. Ben ne yapacağını merak ediyordum. İçimden “Yoksa bir tarafa doru atacak mı?” diye geçirirken Başkan Bey taşı kullanılmaya hazır bir yığının yanına kadar taşıdı ve usulca onların arasına bıraktı.
O an içimden geçen takdir cümleleri çok oldu ama sesli olarak söylemedim. Kamu malına verilen bir değerdi bu. Ayrıca millete verilen bir değer… Bir taşın bile zayi olmasını istemeyen kişi bizim için de makbul kişi sınıfındandır. O an söylemek istememin sebebi malum her yerde bulunan tabiri caizse bazı yetkililere şirin görünme gibi olmasın diye. Şimdi yazabilirim.  Aramızda en az 183 km mesafe var ki bu da yaklaşık üç saate tekabül eder.
Bir taşı bulunduğu yerden alıp metrelerce elinde taşıyan bir şehrül- emin seçilmiş en doğru kişi demektir.
Çanakçı… Dört mahalleye sahip. Şehrin içinden akan Çanakçı Deresi; Çöcen Deresi, Bal deresi ve Sis Deresi'nin katkılarıyla Görele'den Karadeniz'e ulaşıyor. Karınca Kale, Akköy Tepe, Tacca Tepe görülmesi gereken yerlerden.
Gözlerden ırak bir ilçemiz ama gönül sahibi insanlarla dolu. Kadınlarımız hala kış hazırlıkları için “açkı açıyor” olmalı. Açkı açmak Çanakçı'da yufka açmak manasına geliyor.
Kuşköy ise festivallere ev sahipliği yapıyor. İsminden de anlaşılacağı gibi vatandaşlar “Kuşdili” denilen bir haberleşme yoluyla da birbirleriyle anlaşabiliyor. Çanakçı ile aramızda bulunan coğrafi mesafe kilometreler ile ifade edilse de gerçek mesafe “Gönül ile çalınmış ıslık mesafesi” kadar ancak var.
Yazıyı akademik bilgilerle sıkıcı hale getirmek istemiyorum. Ülkenin bizzat yerinde gördüğüm ve imkânım olsa yine uğramak istediğim bir yer Çanakçı. 
Dedim ya gelenler ne görür veya neyi görmek ister bilmem ama ben gönül sahibi insanlar gördüm ve onları hiç unutmayacağım.
Sohbetlerinden dolayı; Mustafa Karaman, Şenol Gümüş'e teşekkür ediyorum. Ayrıca ismini hatırlayamadığım Belediye işçisi bey ve geniş bir ufka sahip Belediye Başkanı Sayın Tuncay Kasım Bey'e çok teşekkür ederim.
Sayın Başkanım: elinizle taşıdığınız o parke taşını ve sizi de hiç unutmayacağım. Millet olarak güzel hasletlere ne kadar hasret kalmışız değil mi?
Bütün Çanakçılı vatandaşlara da en kalbi muhabbetlerimi sunarım.