Bugün, 31 Ocak 2025 Cuma

Zeki ORDU


BOĞAZKALE GÖNÜL BAŞKENTİMİZDİR!

BOĞAZKALE GÖNÜL BAŞKENTİMİZDİR!


 Ekim ayının ilk haftasıydı. Tarihler 2023 tarihini gösteriyordu. Yine yollara düşmüştüm. Bu sefer sırada Çorum'un ilçeleri vardı. 
Boğazkale, Çorum'un sakin ve huzurlu ilçelerinden biri. Evveliyatı tarihin derinliklerine dayanır. M.Ö 17. ve 13. Asırlar arasında Hitit İmparatorluğunun başkenti olmuş. Günümüze kadar gelen kalıntıları var. UNESCO 1986 yılında “Dünya  Mirasları Listesi”ne dâhil etmiş. 
Ben geçmişini burada keseceğim. Yani yazının temeline dâhil etmeyecek!
Neden mi?
Benim ülkemin en önemli mirası atalarından gelen “insan” olmuştur hep. Tamam, bir şehrin kültürel geçmişi tanıtılmalı. Bu tanıtım bilgi aktarımından çok turizme katkısı olur da üç-beş lira daha kazanırız maksadı taşınırsa; insanımızdan çok “kalıntılara” değer vermiş olmaz mıyız?
Benim için Boğazkale'de yaşayan vatandaşlarımız daha değerli. Tarihi ne kadar eski olursa olsun yekûnu bir vatandaşımızın tırnağı bile etmez.
Elbette yaşadığımız yerler bütün veçheleri ile tanıtılmalı. Ancak öncelik orada yaşayan insanlarımızın müreffehi olmalıdır. Hizmet yakından uzağa doğru olur. Ben Ordulu bir vatandaşım. Ancak Boğazkale ilçesine vardığımda bana önce “Hattuşa”dan bahsedip orada yaşayanları listeye bile almayarak anlatılırsa üzülürüm. Çünkü ben sadece bir Ordulu değil aynı zamanda bir Boğazkaleliyim.
Boğazkale hangi medeniyete başkentlik yaptığı elbette mühim. Tarihi yok sayamayız. Ancak Boğazkale benim “Gönül başkentim” olarak kalacaktır.  Bu böyle biline…
İnternete girip Boğazkale ile ilgili bilgi sorduğumuzda bile işe M.Ö başlıyorlar. Başlasınlar tabii. Sonunda Boğazkale'de yaşayan insanı da unutmasınlar. Benim ülkemin insanları soyu bize dayanmayan milyonlarca medeniyetten daha kıymetlidir.
Şehre uğradığımda biraz yürüdüm. Hakikaten şirin bir ilçe. Nüfus olarak Çorum'un en küçük ilçesi.  Yüzölçümü olarak ise kendinden küçük üç ilçe daha var. İşte içinde yaşayan o insanlar var ya dünyanın en iyi insanları…
Boğazkale Belediyesine gidiyorum. Girişte Mali Hizmetler müdürü Hanifi Soysal karşılıyor beni. Ne için geldiğimi anlatıyorum Beni tebessümle karşılıyor. Belki ömrümce hiç görüşmeyeceğim biriyle gönülden muhabbet ediyoruz. 
Sonra Emin Duman Bey oluyor muhatabımız. Hakan Keller de dâhil oluyor sonra konuşmaya. Hepsinin de iç güzelliği yüzlerine yansımış. Orada çalışıp eve ekmek götürüyorlar. Hattuşa kalıntıları halını hatırını soruyor mu bilmem ama ellerini emeği ile kazanıyorlar kazançlarını. Bir de alınların teri ile tabii.
Şehir Bir caddenin sağına soluna doğru yerleşmiş. Uzaklardan yeşil tepeler biz de buradayız diyor. Kaymakam ise vali tarafından çağrılmış makamında değil. Orada çalışanlar Karadeniz'den Boğazkale'ye gezmek için geldiğimi öğrenince yakından ilgileniyorlar. Kendimi hatırlı misafir sanıyorum.
Boğazkale Ortaokuluna uğruyorum. Yanılmıyorsam Sosyal Bilgiler öğretmeni olan Mehmet Aksekili Bey ile tanışıyorum Suluova'da bir okul müdürü ile ortak tanışıklığımız var. Okula; Samsun'un Terme ilçesinde çıkardığımız okul gazeteleri numunelerinden hediye ediyorum. Az zamanda çok dostluklar ediniyoruz.
Ben hep önceliğin yöre insanına verilmesi gerektiğine inanan biriyim. Tabii bu şahsi fikrim. Çünkü bir yerden bahsedilirken önce insanından başlarsanız diğer tarafları zaten ardından gelir. İyi insanlar geçmişine de geleceğine de sahip çıkarlar. Merak etmeyiniz.
Boğazkale'yi iyi insanları ile anacağım hep. Nasıl olsa Hititlerden tarih kitapları bahsediyor. 
Güzel insanlar göz ardı edilmemeli. Bütün Boğazkaleli vatandaşlara en kalbi selamlarımı yolluyorum. Unutmayınız ki bir Karadenizli olarak Boğazkale benim “Gönül Başkentim” olarak kalacaktır.