Bugün, 21 Kasım 2024 Perşembe

Mehmet TÜRKAN


BU OKUL MÜDÜRLERİNİ NE YAPMALI - 1

BU OKUL MÜDÜRLERİNİ NE YAPMALI - 1


 Daha önce bir yazımızda bu konu ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi açıklamıştık. Ancak son günlerde medya ve internet sitlerinde okuduğum bazı haberler ile yerel bazda duyduğumuz bazı söylemler üzerine fazla zülfü yâre dokunmadan birkaç kelam daha edelim diye düşündük.
Geçen haftalarda bir yerde bir okul müdürünün okulun bir miktar kırtasiye borcundan dolayı okula gelen esnaf tarafından dövülerek hastanelik edildiği haberini okumuştum. Bu haberin altına yazılan yorumlarından birinde bir okur diyordu ki, “Az bile olmuş, daha fazla sopa çekselerdi. O da okulun borcunu ödeseydi.” Bir başkası da diyor ki: “Bu müdürler yok mu, sınav olur oradan pay alırlar, okula malzeme alır oradan pay alırlar, okula ödenek gelir oradan pay alırlar, okulun ihalesi olur oradan pay alırlar… Vesaire vesaire sıralamış ondan sonra da katlarda, yatlarda, yalılarda yaşarlar lüks arabalar binerler.”  demiş. Bir başka haberde bakıyoruz öğrencisinden dayak yiyen, öldürülen okul müdürü haberini görüyoruz. Bir diğer haberde okula gelerek sınıfa çıkan bir velinin çocuğu dövmesi üzerine oku müdürünün bu veliyi neden dövmediğinden bahsediliyor.
Nerense okul, öğretmen, okul müdürü gibi konular çok reyting yaptığından dolayı yarı eklemeler ve yalan dolan haberlerle ortalık bulandırılıyor ve arkasına önüne bakmadan yorumlar yapılıyor.
Okullar hepimize lazım ve oralara iyi veya kötü bir yönetici gerekli. Bu yöneticiler bazen her yönüyle mükemmel olabildiği gibi eksik yanları da olmaktadır. Bazen gerçekten hata yapan, gerektiği gibi o yükü taşıyamayan müdürler de olabilir. Ancak bu asla genellemeyi, toptan hedef almayı gerektirmez.
Okulun her türlü ihtiyacı karşılanması gerekir. Ama büyüklerimiz nedense ödenek göndermede pek cimri olurlar. Ama ödenek gelmedi diye de ihtiyaçlar bir kenara bırakılamaz. Boya, badana, inşaat, kırtasiye ihtiyacı, temizlik, bakım onarım, tamir... vb. ihtiyaçlar uzar gider. Mesele daha geçen gün okulun birine su borcundan dolayı ihbarname gönderilmiş ve yedi gün içinde ödenmesi istenmiş. Ödenmez ise icra takibi ya da suyun kesilmesinden bahsedilmiş. Para yok ama bunları yap denir onlara. Peki, ne yapacak bu insanlar esnafa rica edecek, nazı geçen insanların kapısını çalacak, çözüm bulmaya çalışacak. Bu arada sakın ha öğrencilerden, velilerden para alma denilecek. Sonra para yemekle suçlanacak. Başına bir bela geldiyse “Kesin para yemiştir de ondan olmuştur” gibi aşağılanacak. Tavşana kaç tazıya tut. Sonuç işte ortada ya veliden ya öğrencisinden ya da esnaftan dayak yiyecek. Asla da kimseye yaranamayacak. Ne İsa'ya ne de Musa'ya yar olamayacak.
Ara tatil, yaz tatili derken öğretmenler, öğrenciler ortamdan uzaklaşıp bir nebze de olsa dinleniyorlar. Okul müdürleri ne yapıyor? Okuldalar. Diplomalar, Diploma Defterleri, Sınıf Geçme Defterleri, Kütükler, Sınavlar, başvurular, tercihler ve yerleştirmeler, e-okul, vb uğraşıp duruyorlar. 
           Sonra okulun temizliği bakımı, boyası, badanası, eksiklerin tamamlanması, gelecek yıla hazırlık. Gece gündüz, tatil, dinlenme yok. Soruyorum kaç kişi gece saat 12'de 1'de kurumunda çalışmıştır. Süpürgeyi alıp temizlik yapmış, tuvalet temizlemiştir. Kaç kurum amiri keseri eline alıp sıra tamir etmiş, matkabı eline alıp korniş takmış, levha asmıştır, Kaç amir resmi kıyafetiyle kalorifer yakmıştır. 
          Servisten o sorumlu, geç gelen öğrenciden o sorumlu, gelmeyen öğrenciden o sorumlu, bahçede kuruyan ağaçtan bile o sorumlu, dışarıda dahi olsa kavga eden, lüzumsuz işler yapan öğrenciden o sorumlu, arkadaşına yaptığı baskından o sorumlu, öğretmenden, veliden o sorumlu… say say bitmez. (Devamı Haftaya)