Bugün, 12 Mart 2025 Çarşamba

Zeki ORDU


ÇAMOLUK YOLLARINDA

ÇAMOLUK YOLLARINDA


 Bazen vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız. Alucra'da kaldığım süre içinde öyle oldu. Şayet bulunduğunuz yerde hasbihal edecek birini bulduysanız, oradan ayrılmak istemezsiniz.
Bu sefer dünya mekânında yolcuyduk. Bundan sonraki durağım Giresun'un en güneydeki ilçesi Çamoluk'tu.  Tabiri caizse girişi olup çıkışı olmayan ilçe... 
Alucra'dan sonra uğrayacağım, aynı zamanda konaklayacağım ilçe Çamoluk olacaktı. Çünkü Öğretmenevinde yerimi ayırtmıştım. Genelde telefon ile yer ayırmak biraz riskli oluyordu o kurumlar için.  Bazen hem yer ayırıp hem de vazgeçen olabiliyordu. Ben bu durumu bildiğim için, nerede olduğumu bildiriyordum. Yani belli bir zaman aralığında haber veriyordum.
Alucra'da işim bitip yola çıkmak üzereyken, Şaban Koyuncu yollar ile bilgi verdi. Hatta hız kontrolü yapıldığı yerler hakkında açıklamalarda bulundu. Alucra'dan yola çıkmadan önce son olarak Çamoluk  Öğretmenevini aradım. Telefonda benimle konuşan Aziz Kaleli'ye yolda olduğumu söyledim. Artık farklı yollar, farklı mekânlar beni bekliyordu.
Mevsimin yaz, bölgenin Karadeniz, ilin Giresun olması geçtiğim yolların nasıl bir görünüme sahip olduğunu anlatmama lüzum bırakmıyor. Bu arada başka bölgelerde yaşayan kişilere karşı sanki övünüyor gibi olmasın diye; renklerin çeşitliliği ve tonları hakkında yazmak istemiyorum. Çünkü hakkıyla anlatamama ihtimalim epey fazla.
Alucra ile Çamoluk'un arası 39 km olmasına rağmen bir saatten önce gitmeniz mümkün değil. Hele benim gibi etrafı seyredip, ara sıra durup fotoğraf çekip bir de notlar alınca normal süreye ilave edilecek zamanlar gerekiyor. Böylece normal şartlarda 45 dakikada alınacak yol; yol boyu yapacak faaliyetlere göre değişebiliyor.
Çamoluk sınırları içine girdiğim zaman akşama iki saatten az vakit vardı. Tabii ilk iş Çamoluk Öğretmenevine uğrayıp resmi işlemlerin yerine getirilmesi gerekiyordu. İlk gördüğüm vatandaşa kalacağım yeri sordum ve bana tarif ettikten bir dakika içinde hedefime ulaştım.
Serin bir yaz akşamıydı. Aziz Kaleli Bey ile tanıştık. Odama girip eşyalarımı yerleştirdim. Orada bulunma sebebimi açıkladım ve kalan süreyi ilçeyi dolaşmaya ayırdım.
Her saniye güneşin batışına az zaman kalıyordu. Eskiden “Mindeval” ismini verdikleri bu huzurlu ilçe ismiyle müsemma.  Tam bir Huzur Vadisi… 
Sessiz, sakin görünümünün altında bir tarih yatıyor. Bölgenin en çok bitki türünün bulunduğu bir yer. Hiçbir yerde bu kadar çeşitli bitki türüne rastlamak mümkün değil. Bu açıdan bakılınca balın en kaliteli üretildiği yerlerden biri Çamoluk. Üstelik arıcılık yüzyıllara dayalı bir geçim kaynağı.
Kelkit'i seyrediyorum biraz. Bir zaman sonra gidip Tozanlı çayı ile birlikte birleşip Yeşilırmak diye Karadeniz'e ulaşacak Samsun ilinin Çarşamba ilçesinden.
Hava kararıyor. Öğretmenevine dönüyorum. Öğretmenevi aynı ismi taşıyan konaklama yerlerinin çoğundan temiz ve kaliteli. Yapılması için karar verenlere ve yapanlara teşekkür etmemek haksızlık olur.
Sonra Aziz Kaleli Bey ile sohbet ediyoruz. Daha önce de yazmıştım Aziz Bey ile ilgili. Sadece bulunduğu coğrafyayı değil ülkeyi de iyi tahlil eden bir kültüre sahip.  Hem sohbet ediyorum hem de çok şey öğreniyorum.
İlçe biraz göz ardı edilmiş. Bu ihmalin bir ucunda Çamoluklu da olması hüzün verici. Şayet oradan ayrılıp gidenler ara sıra dönüp bir geriye baksa daha farklı bir yer olur.
Çamoluk huzurun temsilcisi desem yanılmış olmam. Hali vakti yerinde olanların bu ilçeyi ziyaret etmeleri, balının tadına bakmayı, hatta alıp götürmeyi tavsiye ederim. En azında yılın belli zamanlarında balı bal gibi tatmış olursunuz.
Aziz Kaleli Beye teşekkür ederim. Onu, Çamoluk'u hiç unutmayacağım. Çamoluk'tan sonra seksenden fazla ilçe dolaştım ve hala hafızamda kalan bir yer.  Kim bilir belki bir defa daha ziyaret ederim bu “Huzur Vadisi'ni.”
Çamoluk ve Çamoluklulara en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Hep huzurla kal olur mu?