ÇAVUŞLU DİYE DİYE

 Yeni yerler görmek aynı zamanda yeni dostluklar edinmektir. Her yerleşim biriminde gönül sahibi insanlar vardır. Bu insanların gurbete gitmeyenleri bir ömür boyu bir arada yaşar ve bir haliyle birbirlerine muhtaçtır.
Bir köy çocuğu olarak köyün nasıl bir yer olduğunu bilirim. Hangi şartlarda yaşanıldığını, komşunun ne kadar önemli olduğunu zamanla anlaşılan bir şeydir. İlçeler ise illerin aynı sistemle yönetilen küçültülmüş halidir. 
Peki ya beldeler nasıl bir yerdir?
Yine seyahat için yollara düşmüştüm. Ünye’den kalkıp Rize’ye doğru hareket edecektim. Ancak güzergâhımın üzerinde belde namıyla maruf bir yer vardı. Köyü bilirdim. İlçe ve il hakkında bilgim vardı. Ya belde nasıl bir yerdi?  
Bunu öğrenmenin tek yolu bir beldeyi ziyaret etmekti. Görele ilçesi sınırlarında olan Çavuşlu beldesi yolumun üstündeydi ve bu beldeyi kısa bir süre de olsa ziyaret etmem gerekiyordu.
Çavuşlu’ya varmadan önce hakkında yazılanları okudum. Belgeseller ve fotoğrafları inceledim. Resmi ve gayri resmi sitelerden malumat edindim. Son olarak da bizatihi yerinde görmek kaldı. Daha önce edindiğim kitabi bilgilerden sonra ilk iş olarak Çavuşlu Belediyesi ilk durak yerim oldu.
Çavuşlu Belediye Başkanı Sayın Selim Hamzaoğlu bizi kabul etti. Genç ve idealist bir başkandı. Laf aramızda bir o kadar da yakışıklı. 
Hoş-beş faslından sonra belde üzerine sohbet ettik. Bütün hayalleri vatandaşların daha iyi hizmet alması üzerineydi. Doğrusunu isterseniz büyük bir güven telkin etti. Onu dinlerken kesinlikle söylediklerini icra edecek biri diye düşündüm. Tabii Çavuşlu Beldesi için de bir şans olduğu kanaati uyandı bende.
Çavuşlu; Çuvaz kökünden gelme olup bölgeye ilk gelen Türk boyu ve Çavuşlu ismini buradan geliyor. 
Bahşiş, Beyli, Merkez, Obakıran, Orta (Gülef) Şahali ve Yeniköy Çavuşlu’nun mahalleri. 
Tarihi özellikleri bakımından; Yavuz Sultan selim Han Konağı, Kuru Kale ve Hınıç Taş Kemer Köprüsü mütevazı beldenin mühim yerlerinden. 
Coğrafi olarak; doğusunda Eynesil, batısında Görele ilçeleri ile kuzeyinde Karadeniz ve güneyinde Sis Dağı bulunmaktadır. 
Bir belde olmasına rağmen hatırı sayılır türküsü vardır. Bir yerin ne kadar türküsü varsa o kadar bağrı yanık insanı vardır demektir. Türküler; hasreti, neşeyi, elemi, vatan sevgisini, insan sevgisini, din sevgisini bünyesine barındıran; sözleri ile akla, nağmeleri ile gönle tesir eden gönül besteli eserlerdir.
İşte Çavuşlulu vatandaşların gönülleriyle besteleri türkülerden bazıları: Sarı Gızın Ayağında yemeni, Püsküllüdür Püsküllü, Koyunum Kuzuladı, Hayde Hayde gidelim, Fındık Attım Harmana, Evlerinin Önünde Gara Üzüm Asması, Daldım Göllere daldım, Çitten Söktüm Çangalı, Biz Hepimiz Üç Gardaş, Ben Geçiye gidemem, At Benim Atım İdi, Al Tavandan Belleri, Al Eline Feneri, Bağlamam Perde Perde, Atmacayı Vurdular, Ağasarın Balını ve Çavuşlu Diye Diye.
Ve gelelim en meşhur ismine. Çavuşlu Ekmeği. Kim ne derse desin, ekmeğin en ünlüsü Çavuşlu Ekmeğidir. Her ne kadar birçok yerde ekmeğe sahip çıkan yer olsa da hem yapılışı, hem mayası, hem ateşi, hem odunu ve hem kıvamı bakımından ülkenin en güzel ekmeği Çavuşlu’da yapılmaktadır.
Ekmeği fırın alevi ile yapıldığını düşünenler görünüşe göre karar veriyorlar. Çavuşlulu ustalar bu ekmeği “Gönül alevi” ile pişirmektedir. Lezzeti de dayanıklılığı da buradan gelir.
Siz gönül alevi bilir misiniz?
Gidin Çavuşlulu fırıncılara sorun!
Son olarak misafirperverliği için Belediye başkanı Sayın Selim Hamzaoğlu’na teşekkür ederim. Başarıları ve hizmetleri daim olsun inşallah.