Zeki ORDU

Tarih: 17.04.2025 14:57

ÇAY TABLASI İÇİNDEKİ SU

Facebook Twitter Linked-in

 Ne zaman yolum Terme'ye düşse ilk durağım Bilgi Gazetesi oluyor. Bu gazetede 2012 yılının eylül ayından beri yazmaktayım. Aradan geçen 13 sene içinde şehirde çok tanıdıklarım ve dostlarım oldu.
Geçenlerde Samsun'dan dönüyordum.   Terme'ye yaklaştığımda gazeteden arkadaşım, meslektaşım ve dostum sevgili Seyfi Günaçtı'ya telefonla Terme'ye uğrayacağımı haber verdim. Gazetede buluşmak üzere anlaştık. 
Bu seyahat esnasında yanımda, İç Mimar olan kızım da vardı. Gazetede bizi Nazan Hanım karşıladı. Her zaman olduğu gibi samimi davrandı. Misafirler için ayrılmış yere oturup Seyfi Günaçtı Hocamızı beklemeye koyulduk.
Çok zaman geçmeden Seyfi Hoca kapıdan içeri birdi. Selam, kelam, hoş-beş derken Nazan Hanım bize aç olup olmadığımızı sorduktan sonra biz; “Sadece çay içeriz” diye tercihimizi belirttik.
Kısa zaman sonra çaylar geldi. Bu arada Seyfi Hoca çay tablasında bulunan suyu dökmek için kapıya doğru yollandı. Sonra elinde çay bardağı olduğu halde tekrar içeri girdi. Sohbetin “Çay nasıl ikram edilmeli” başlığı altında olacağı belli olmuştu.
Kısa bir sükûtun ardından sessizliği il bozan Seyfi Hoca oldu. Eline aldığı çay tablasını yüz hizasına kadar tuttuktan sonra “Çay tablasındaki suları dökmek için ayrıca bir kap getirmeleri lazım. Bazı çay ocakları öyle yapıyor” diyerek konuya giriş yaptı. 
Daha sonra çay tablasında bulunan suyun sebebi üzerinde konuşmaya başladık. Bildiğimiz ne kadar fenni, felsefi, edebi ve tahmini izahatlar yaptık.  Bardağın içindeki çay bile dışındaki su kadar konuşulmadı.
Seyfi Hoca ile biraz muhabbet ettik. Konu; yine okuma, yazma, araştırma, kültür ve sanattı. 
Bir eğitimci daha ne konuşabilir ki? En çok konuşsa konuşsa “Çay tablasındaki su ne işe yarıyor” sorusuna cevap arar. 
Bu arada Seyfi Hoca bana dönerek; “Sen şimdi tablada bulunan su hakkında bir yazı yazmalısın” dedi. Dedi demesine de ben bu yazıyı nereye bağlayarak yazabilirim? Tabladaki suyun olmasını fenni olarak mı açıklamam lazım, örfi olarak mı?
Fenni olarak açıklarsam sıkıcı olur. Örfi açıklarsam bazı insanların duyarsızlığı üzerine cümle kurmak gerekir ki o da uygun düşmez. Kısaca Seyfi Hoca kucağıma bombayı bıraktı. Kendi mi ne yaptı?  Ne yapacak gelen çayları afiyetle içti tabii. Tablada bulunan suyun ne ehemmiyeti var ki? Gidip dökersin sonra afiyetle çayı yudumlarsın.
Bir de benim yerimde olun! Hoca ev ödevini verdi bir kere. Mesuliyeti üzerinden attı. Sanki çay tablasındaki su için yazı yazmak benim vazifem.
Seyfi Hoca ile sohbet güzel oluyor. Verdiği ödev üzerine yazı yazıp yazmayacağımı düşünerek sohbete devam ettik. Ve ayrılma vakti gelip çattı. Ben, aklımda onlarca soru ile Ünye'nin yolunu tuttum.  Aradan geçen zaman içinde konuyla ilgili yazı yerine, konuyu anlatan yazı bari yazayım dedim. Böylece bu satırlar döküldü sayfalara…
Güzel bir ziyaret oldu benim için. İnsanın muayyen aralıklarla dostlarını görmesi ne güzel. Kısa bir sohbet insanı içinin yalnızlığına çare oluyor. Sohbet deyip geçmeyin. Çok doktor ve ilaçtan daha tesirli bir tedavi unsuru. İşin içinde tabladaki su olmasa tabii.
Sahi çay tablasında bulunan su bilerek mi bırakılıyor, yoksa becerisizlikten mi? Sakın üçüncü ihtimali söylemeyin! Yazının estetiği kaybolur sonra…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —