Seyfi GÜNAÇTI

Tarih: 23.01.2025 13:14

Çocukluğumuzun rengi

Facebook Twitter Linked-in

 Gazetemiz yazarlarından Yılmaz İmanlık, velüd bir yazar. Ya yeni bir kitap yayımlıyor ya da daha önce yayınlanmış olanlarının ikinci, üçüncü baskısını yapıyor. Kısacası bu konudaki hızına yetişemiyoruz. Son kitabı “Karagöz ile Hacivat Terme'de Yaşasaydı”yı benim için de imzalama nezaketinde bulunmuş.
Karagöz ile Hacivat'ı anlatmaya gerek yok; gölge sanatlarında Türkiye'ye mal olmuş değerlerdir. İkisi de mizahın ustasıdır. Yılmaz İmanlık, Terme'yi onların dilinden tanıtmayı tercih etmiş. İyi de yapmış.  Aynı konuları akademik bir çalışma olarak işleseydi bu kadar rahat okunmazdı diye düşünüyorum. Her bölümün başına konu ile ilgili Terme'nin bir fotoğrafını koymuş ki bu da iyi olmuş.
Kendisini tebrik ediyor, yeni eserlerini bekliyorum.
Geçen gün gazetede karşılaştık. Aramızdaki yakınlığa dayanarak kendisine kitabıyla ilgili birkaç hatırlatmada bulundum. “Biz kitabı baskıya vermeden önce kaç defa gözden geçirdik. Demek herkesin bakış açısı farklı oluyormuş” dedi. Anlayışı için kendisine teşekkür ediyorum.
Sözü, bir diğer değerli yazarımız Ahmet Sezgin'in “Kar Renkli Çocukluğum” isimli son kitabına getirmek istiyorum. Kitabı, benim için kısa sayılacak bir sürede okuyup bitirdim.
Kitabı okuyanlar, görüşlerini ve övgülerini dile getirdiler. El-Hak doğrudur. Kitabı ben de beğendim. Ancak ben yaşananlara farklı bir açıdan baktım. 
Ahmet Sezgin'in doğduğu ve çocukluğunun geçtiği Arımdere Mahallesi bana yabancı sayılmaz. 1981'de Terme'ye ilk geldiğimde adını duymuştum.  Karayolunun kenarındaki Turgut Uzun'un kahvesinin kapısında otururken, A. Sezgin'in de yakını olan akrabamız Veysel Uzun ağabey, “Arımdere'ye kadar gideceğim” diyerek bir arkadaşından bisiklet istemişti. Sonra Arımdere'den defalarca geçtim. Bir kere de tavsiye üzerine mescidin yanındaki çeşmeden içme suyu almıştık.
Mahallede oyun oynadığı, sohbet ettiği, ırmaklarda birlikte yüzdüğü arkadaşlarının bir kısmını İmam Hatip Lisesi'nde öğrencim olarak, bazılarını da Miliç'e gidişlerimden tanıyordum. Bu durum beni, kitabı daha bir dikkatle okumaya sev etti.
Sayfaları çevirdikçe, biraz da kendi çocukluğuma giderek ben de onlarla beraber dokuztaş oynuyor, ağaçlara tırmanıyor, derede yüzüyordum.  Sanki onları, rüyalarda olduğu gibi onlar benden habersiz olarak yüksekçe bir yerden seyrediyordum.
Çocukluğumuzun benzer yönleri çok. “Elektriksiz, yolları çamurlu bir mahallede geçti çocukluğum” diyor. O yıllarda ülkede kaç köyde elektrik vardı ki? İlkokula giderken ben de dersimi, idare lambası ışığında yapıyordum. Yemek yediğimiz yuvarlak ahşap soframız, aynı zamanda bizim ders çalışma masamızdı. 
A. Sezgin 72-74.sayfalarda silah kazalarına yer vermiş. İmam Hatip Lisesi birinci sınıfta tanıdığım Ahmet Sezgin'in küçüklüğünde abisinin elindeki tüfeğin tetiğine gizlice basıp tüfeği patlattığını başkası söylese inanmazdım.
Kitabın bir yerinde (sayfa: 177) “Yazın ırmaktaki su çekilirdi. Biz de evimizden çıkıp birkaç dakikada ırmağın içinden karşıya geçip parktaki salıncağa binerdik” demiş. Bugünlerde yapımı süren, doksan derece dik olarak inşa edilen ve tek bir iniş- çıkış merdiveni dahi olmayan beton duvarı hatırlayınca, sular çekilse dahi ırmaktan yürüyerek karşıya geçmeyi ancak hayal edebiliriz.
Kitabı okurken Ahmet Sezgin'in bugüne kadar duymadığım, hiç şahit olmadığım bir yönünü hayretle öğrendim; futbola olan ilgisi. Bir de “Futbol albümü yapmıştım” demesin mi? Onun futbola ilgisi olduğunu söyleseler inanmazdım. Çünkü tek kelimeyle de olsa futboldan söz ettiğini duymamıştım. Ayrıca bilinen yapısı da öyle göstermiyordu. 
Bir hatıra kitabı olmasına rağmen konuları başlıklar altında işlemesini, kitabın düzeni açısından olumlu buldum. Kitap bu haliyle daha rahat okunuyor. Hatıra kitabı olmasına rağmen bir roman kadar sürükleyici. 
Kitap ayrıca Terme'nin bir dönem köy ve biraz da şehir hayatına ışık tutuyor. 
Eser, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2024 yılının Hatıra Ödülüne lâyık görülmüş. Ahmet Sezgin de 'Yılın En İyi Hatıra Yazarı' seçilmiş. Gurur duydum. Bu başarısından dolayı Ahmet Sezgin'i tebrik ediyorum.   


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —